potpourri VI

  • Bu siralar gobekten siyah zeytin yeme istegiyle yanip tutusuyor, arsivlerin tozlu sayfalarindan vaka ornekleri topluyor ve bunlari karanlik odada ekmek arasi yapiyorum. Evet bu aralar mesguliyetlerim ciddilesti farkindayim. Literatur filan.
  • "Dum kah kah" cehaletin, sefaletin, karanlik caglarin sona erip, agir sanayi hamlesinin harala gurele gittigi guzel caglarin baslangici sayilir.
  • Ilkokuldayken cop kutusunun yanina gidip yaklasik 32dk. kalem acma tribi vardi. Bir oncu eleman gider, zemin etudu ve hoca tahlili yapar, ondan cesaret alanlar da ardindan gidip torenle "topluca kalem acmaca, geyik yapmaca, hocanin egemenligine guya baskaldirmaca" aktivitesine baslarlardi. Gecenlerde amfide uyurken, aklimda amfinin arka siralarindan kopup gelmis, kosedeki cop kutusu etrafina toplanmis, yetiskin insanlar canlandi. Kikiri guleyazdim.
  • Agir grip olan universite ogrencileri o surec boyunca yediklerine cok para vermemeli, zira ekmek arasi havyar, portakalli pekin ordegi, rokali cupra onlara etiform tadindan farkli gelmeyecek ve bu yanlisi farkettiklerinde ceplerindeki hafiflemenin efkari basacaktir.
  • Ne kadar ince ve dikkatli is yapiyor olsan da, cerrah da dikisnakisci da, waffle'i yerken agzini yuzunu sivarsin.
  • Cocukken ne manyak Don Juan'dim. Turkce love balladlarda, sayisiz kere tekrarlanan filmlerde gozlerim dolar, sevginin o yuce degerini dusunurdum. Arada seker kiz Candy'nin cektigi acilari da dusunurdum tabi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nerede eski bonibonlar?

Montaigne "Denemeler" den alintilar

Minimalizm üzerine düşünceler