Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eger 15 dk icinde ararsaniz, yaninda 2 tane de acibadem kurabiyesi veriyoruz!

"Gozumle gormeden inanmam insani" olup mantik duvarlarina sakiz yapistirmak degildi elbette niyetim ama balik burcu elastikligini tasimak ve bunu yillara parselleyip, her yilinkine delicesine ekmek banmak da agir geldi bana, gozlerimi sulandirdi. Degisken Dunyanin stabil insanlari gibi bakakalsaydim, oturuverseydim tv karsisina kicimin teri koltuga gecseydi ne olurdu? Ama iste jelibon karakterli birey olmusum, yerimde dursam bile yeri kaziyorum. El filan sallar buluyorum kendimi sacma hizla donen mavi bilyenin gobeginde. Hamlelerim hamlelerime zemin hazirliyor, ustune iki kat cikip belediye dozerlerine tas atiyor. Dunya tabakhanesinin tek bok ustasi benmisim gibi buyuk bir sorumluluk ornegi sergiliyorum da biryandan 50li yillarda radyo basinda hosca vakit geciren atalarimiza da delicesine ozeniyorum. Bir an geliyor, "felsefik konulari basit orneklerle halka anlatmaya kasan topsakal-fular birey"i oluveriyorum ve hayati kosu bandina benzetiyorum. Uzerinde bizim oz ben

Matur*as*yon

Resim
"Muasir medeniyetler seviyesi ve hatta ustu" kafamda yankilanir hayata atilma evremdeki bir gunde. Gecenin kotu ruyasi hala etkisini gosterip, gozlerimi bulandirir, kirpiklerim hala kavusmak ister iceriye suzulen isik huzmelerine inatla. Kucuk kaktusumun dikenlerindeki ilk bakista farkedilemeyen duzen gozume takilir, birkac seyi ayni anda dusunme misyonum bozulur adeta. Icten bir ses der; "belki de buyume vaktin gelmistir". Cocuklugunu yasayamadigini dusunup, esasinda 23 yasina kadar cocuk olan birinden elindeki pelus oyuncagi birakmasini tavsiye etmek ve bu tavsiyeyi kendi kendine etmek, basta mizikcilik etkisi yaratir ama bundan kurtulup pelusunu iade eder korpe nesillere istemese de. Ilhan Irem'in ilginc yazilmis ve muzige bulanmis bir sarkisi der ki; "Hersey biter, birsey bitmez". Evet birsey bitmemeli. Ama ne olmali? Oyle birsey olmali ki, diger biten seyleri telafi etmeli, hatta bitmeyen sey buyuyup geliserek bitenleri yeniden olusturmali. "

Erken yasta ingilizce ogrenmek...

Epey kucuk iken, iyi bir subat karnesiyle eve dondugumde babamin ani bir sevinc dalgasi halinde cevresine yayilimini izlerken guzide bir karne hediyesi beklentisine girmistim.O yastaki cocuklarin fiziksel aktivite partneri oyuncak acligiyla titreyen bunyelerine ilac olacak bir hediye sadece. Belki Adidasimsi kalitede mesin top olurdu, belki garip renkli ucube temali bir lego seti veya mantar tabancasi.Tum bu beklentilerin olusturdugu olumlu dusunce, evrene yollanan o bolca olumlu enerji yetmedi, yetemedi o aksiyon oyuncagina ve babam bir pazar gunu gazete almaya gidip o "olgun cocuk isi, zeki civciv icadi baygin set" ile geldi.Evet, babamdan yasima uygun bir hediye beklerken, babam beni gelecek kaygilarinin icine atacak ilk adimi atarak, "English With Me" adli kasetli-dergili ingilizce ogrenme setini getirmisti.Cocuk beynime kotu gelen bir izlenim de Robby adli Ingiliz beyfendisi robotun cok kotu bir cizime ve imaja sahip olmasiydi.Robotlara olan sempatim gun gectik

Derebeylik Rejimi

Esasinda cok komik bir durum, nadasa birakmak. Yak,nadas,yak,nadas. Yalama topraktan ciksa ciksa sulugoz cikar. O da tadi gecene kadar kabak tadi verir, tadi gecince kavak yelleri hey hey. Kahvehanelerdeki sigara yasagi, tvdeki teyze dizilerine de sicrarsa vay bu ulkenin haline. Teyzelerden hep korkmusumdur ve teyzeler adrenalin kokusu almazlar.Teyzeler toz kokusu ve kek tarifi alir, otobus sirasinda sona kalir. Dizisiz teyze, serseri mayindir, huzunlu kolbastidir, alet edavatsiz Action Man'dir. "Burnun diregi duser, esseklik payidar kalir" demis pek atalarimiz, bugunleri jeneriklere koyulasi heyelanlardan koruma amaci guden koyun, gudulen coban... Var misin, bok musun, bu laflara karni tok musun? Varim ama oraya gidenlerin hic biri geriye donmedi. Donse de zaten ayni dereye iki defa girilmez, en iyisi kenarda her dakika birinin olme ihtimalinin oldugu kampli gencli ucuz Amerikan produksiyonu filmler cekmek.Hayat bazen o kadar acele oluyor ki karpuz cekirdeklerini ayiklam

Eski Siirler-V : Real-tea Vs Astral-tea?

Ucsuz bucaksiz astral duzlemlerdeki Pembe deniz kabuklularin dunyasinda nerdeyse hersey kusursuz Bir fani kadar kusursuz Bir cani kadar kusursuz Bir dahi kadar kusursuz Ama birsey var ki soylenmekten cekinilen Astral duzlemdeki pembe deniz kabuklulari hic varolmadilar Bir fani kadar yoktular Bir cani kadar yoktular Bir dahi kadar yoktular Hayat kadar yoktular, hayal kadar vardilar...

Eski Siirler-IV : Sen ve Ben

Bu son gunumuzde, sen ve ben Ruzgarla beraber ucsak Agaclarla konussak Gunese karsi yelken acsak Paralel ve usulca... Bu son gunumuzde, sen ve ben Dogruyu yanlista arasak Guzeli cirkinde bulsak Sonsuzu senle yaratsak Sonra icinde kaybolup yok olsak?

Eski Siirler-III : Potpourri

Kim bilebilirdi ki tum bu guzel insanlar, Kuslar,Denizler,Agaclar Sana bir gun sirt cevirecek Seni sensiz birakacak yapayalniz, paramparca... x Birken bin oldun, tum Dunyayi fethettin Kendini bereketinde, mulkiyetinde kaybettin Yine de eksik birseyler farkettin Dondun baktin ardina, golgeni bile yok ettin... x Karanlik sislerin arasindan O'nu gordu Yine Merhametli, yine sevecen, Yine insani insan yapan Sen artik ben, ben artik sen... x Ben miydim beni benden alan yoksa sen miydin beni bana satan? x Gozunu ufka cevirdi bir yaz aksami Yikti duvarlarini acildi sonsuz evrene Yildizlar aldi onu goturdu, Bitmeyen guzellige, guzel bilinmeyene... x Deliligim, mantigim, tanikligim Hepsi senin yuzunden Gozlerinden yaslar suzulurken Hicbir yuz guzel degil senin yuzunden x Duvarlarda yankilanan kusursuzluk Bir garip mutluluk, bir garip huzursuzluk Kusursuz duvarlarin yankisi Omrun torpusu, gecmeyen susuzluk... x Tum dunya senin malin olsa ne yazar ey fani, icindeki insan parcalarini gulduremed

Eski Siirler-II : Nefis Nefes

Merkezin sol tarafinda Kosenin karsisinda Bir eski adam oturur Asktan bitik, guzelden yitik Gozlerimizin onunde her gun dogar Hayallerden ucurtma yapar Ruzgara kafa tutar Gun batiminda karanlik onu bogar Yaprak gibi savrulur kuytuya kuyuya Hayalden bitik, ruzgardan yitik... Firtinali yasamin son deminde Maziler gecidinden bir damla suzuldu icten ice Hos bir sonbahar gununde Gordu gencligini kusun gozunde Gordu sevgilisini topragin renginde Gordu hicligini yapragin dususunde... Hayat onu anlayamamisti, o da hayati Ama artik ne onemi vardi ki Hayat da onun kadar yoktu Hayat da onun kadar boktu Hayat da onun kadar toktu artik tartismaya... Ve en sonunda ayrilik vakti geldi Herkes kendine ait olani aldi ve gitti Zit yonde ve kararlilikla Hayat buyuk bir cuvalda onun yasamini aldi O ise ruhunu aldi beyaz isiga dogru Agir ama hafif, yorgun ama mutlu...

Eski Siirler-I : Unconsiously...

I fought hard'n low against hands of doom While rubber skeletons dancing around the "Lipstick" girl Who shall stand against me,the Buried or the Burned? Geez, till i repeat myself, unconsiously... Holy joices upon the clouds, Conquering the human race, Without knowing how he dance They all become one, all become dumb... Forgetting about how we levelled up, Smashing Air Elemental with a rusty morningstar We gained what we have to gain, Experience for life,Experience for death... Who will be responsible for thee One chopped head under the tree The will or the one Who create human with thee?

New Quest(!)

Son zamanlardaki artan kisisel "otobiyografi yazmalisin" baskilarindan siyrilamayarak, bu ise girisme karari aldim ve eylule kadar muhtemelen bitmis olacak. Cogunlukla "cok ozel" ve hayatimin dusuncesel ve gercek dunyasini tamamiyle kapsayacak oldugu icin blogda paylasmam soz konusu degil ama belki bazi bolumlerini kesit olarak sunabilirim. Denebilir ki "sanki 70 yasindasin, hayattaki son arzunu gerceklestirmek gibi isteklerdesin".Zaten boyle bir planim vardi hayatimin sonlarina dogru gerceklestirmek istedigim ama anlayabilirsiniz ki o yasa geldigimde bu yaslarimdaki olaylari ne kadar ve nasil hatirlayacagim mechuldur ve suan "23 senelik otobiyografi yazmak" hem mantikli hem de ic gidiklayici bir aktivitedir.Tanri hafizami tazelesin, sabirla bitireyim ve hayirlara vesile olayim.

<3

Hayatinizda bazi anlar vardir ki, o ani yasarken bunun sizin icin ne kadar onemli oldugunu ve nasil yeni ufuklara, yeni vizyonlara, yeni birlikteliklere sebep olacagini hissedersiniz ve bunu kabul edersiniz.Herzamanki his yogunlugunuzu ve zihin berrakliginizi asan, aydinlanmayla bezenmis ruhsal tango. Gozlerinizi hem kapatmak ister anin tadini cikarmak istersiniz, hem de kapattiginizda onu kaybetmis ve ozler bulursunuz kendinizi saniyeler icinde. Zaman kendi kurallarina gore hizlanir veya yavaslar, siz onun genelde farkina varmazsiniz. Kalbiniz emniyetli birsekilde titrer, gozleriniz baska birsey gormez olur, etraftaki insanlar yuruyen etten farksizdir sizin icin."Belki"lerle dolu zihniniz "Umarim"lara saygili birsekilde izin verir, kolayca tum kaslariniz gevser, sicakliginiz artar ve aklinizdaki 2 kelime dudaklarinizda belirir: Ai Shiteru.

95 sonrasi doganlar icin 90larda yasama kilavuzu-II

Taksi soforleri laubalidir ve cok sigara icerler.Tesvik etmeyin. Seyyar ekmek arasi birseyler yeme istegi nizi 2000li yillara kadar saklamanizi oneririz. 5 disket oyun lari kucumsemeyin, en buyuk eglenceniz olabilir. Plajda cekirdek yenir, karpuz kabugundan gemiler yapilmadan once karpuz test edilir.Doldurusa gelmeyin. Buyuk numarali gozluk takip Guns N' Roses dinleyen kizlarin gozunun akini goremeyecek kadar uzaklasin. Internet ve cep telefonu olmadigindan hala daha uzak olabilme sansinizin oldugunu bilerek kendinizi guvende hissedin. Kasetler doldurun ve mp3 oncesi devrin kisitliligi ni doyasiya yasayin. Kot ceket kavramini ve Burak Kut hasariligi ni benimseyin. Tig orguler herturlu elektronik aleti ortme egilimi ndedir. Cips alin, yiyin, yedirin.Zira sektor en bol hediyeli ve en orjinal donemini yasamaktadir. Mehmet Ali Erbil 'i (henuz) adamdan saymayin. Rofle cok yaygindir, ordek teyzeler e karsi tedbirli olun. Mark gunlerinde kur hesaplayan ve ona gore gun sirasi

Mine is yours

Benimle beraber dogan ve batan ates topu! Yasam dansimin inceliklerini aydinlattigin surece kaderimin golgeleri beynimde belirecek ve ben sonsuz sevgimle yapbozu tamamlayacagim! Gozlerim ates bakacak cansiz bakislara, ellerim ates degecek buz gibi kalplere, kalbim ates atacak eritecek kotulukleri.Denizler fersah fersah uzayacak, daglar setler cekecek onume,dizlerim tasimayacak beni, gozlerim gormeyecek seni, vucuduma yaslilik cokecek yine de gozlerim anlatacak herseyi.Yol olup giderim buralardan ki gittigim cok uzak degil, kalplere yakin olayim derdim biten seneler degil...

"Bana Seni Gerek Seni"' ye ithafen

"Zor ve kolay tamamen insani yanilsamalardir.Sinirsiz evrensel gucle dogar ve hayatimiz boyunca bu gucun rehberliginde yasariz.Huzur ve askla dolu bir kalbin basaramayacagi hicbirsey yoktur cunku hepimiz tanri parcalariyiz."

95 sonrasi doganlar icin 90larda yasama kilavuzu-I

Ingilizce terimlerle, dejenerasyona ugramis kelimelerle, yansima efektleriyle iletisim kurmak sizi cool yapmaz, daha turkce konusun.Dukkanlardaki dipfiriz , kaset calar , merserize triko , atari gibi terimlerle irkilmeyin, adapte olun. Yabanci muzikten ziyade, turkce muzik daha revastadir.Sarki sozlerinin muzikle uyumsuzlugu, sarki sozlerinin tek basina senkronize olmayip daha ziyade tombalada birinci cinko yapanin sevinci esnasinda soyledigi ani ve histerik sozler niteligi tasimasi goz ardi edilmelidir. Televizyondaki kanal azligini tv showlarinin dengesizligi ve dumur hikayeli diziler dengelemekle kalmayip, birsure sonra sizi hic olmadigi kadar bagimlisi yapabilir, akilli olun. Bilye yuvarlamadaki yeteneginiz ve erik agacina dalabilme kapasiteniz, level 67 Archmage karakter sahibi olmaktan daha buyuk saygi uyandirir. Nesquik, Capri Sun, Milka gofret az sayidaki ithal aperatif yiyecek-icecek kapsaminin onculeridir.Bu durum sizde kisitlanma etkisi,tatminsizlik ve goblin yumurtasi

Golwry

Resim
Gunes yastik tepeciklerin arasindan yukselirken, Golwry otistik cocuklar gibi davranmayi birakip, adam gibi giyinmek gibi alakasiz bir karar almisti. Cekirgeler birbirleri uzerinden kayarken, bir somun ekmek dustu kitlenin arasindan ve yere degdigi anda sari guller aciverdi icinden.Dikenler kilic gibi, etraftaki mobilyalardan kiymiklar aliyordu ve gulun yapraklari porselen oluyordu pasparlak. Annesini beklemek hep ic gidiklayici olurdu onun icin.Belki metamorfoz zamani geliyordu artik.Annesi son porseleni kirip kafasini uzattiginda, kliselesmis kelimelerini siralamaya coktan baslamisti. Golwry sabirli biriydi ve akli hep paralel evrenlere giderdi.Gordukleri sinirsizdi, bazen tencerelerin icindeki susuz derisi catlamis portlek devekuslari, bazen de yosun kapli ucan halilar.Gelgitler sirasinda sadece yumusamis sarimsi caglalardan hoslanmazdi, ona yol verirken kendini yeni yerlere adapte ederdi. Annesinin kelime zinciri, kapinin cigligiyla biranda kesildi ve Golwry nemli derisini yapisti

Fly Me To The Moon

...Kugu zerafetindeki davetliler aydan kopan isik huzmelerini bir bir ozumseyerek saraplarini yudumluyor ve bu mutlu gecenin masalsi atmosferine hayranliklarini gizleyemeyen gozlerle onlari seyrediyorlardi.Yildizlar yanip sonerek ebedi birlesmeye taniklik ediyordu ve hepsi bu durumlarindan memnundu.Agaclarin dallari ruzgarla dans halindeydi, cicekler en cici kiyafetleriyle tempo tutuyorlardi.Doganin bu kabulu ve hosnutlugu davetlilerin keyfini ust seviyelerde tutmakla kalmayip, enerjinin sorunsuz dagilip kalplerin acilimini destekliyordu.4 goz vardi ki isildayan, birbirine odaklanan...Kaynaklari yasam belirtileri gostermiyordu.Onlar evrenle olan antlasmalarini imzalamak uzere havada suzulen asik ruhlardi.

Gunaydin astral denizkabuklulari, simdi evrenin en enerjik uzun dalga radyo sovu sizinle!

Resim
Haykirmalisin gokyuzune! Gozlerin milyona variyor kabaca, Yer uzuyor, okyanus kiriliyor, Agaclar tepeleme yigiliyor daglarin eteklerine. Kulaklarin artik iyi duyuyor sinsice, Tenebrarum Oratorium calsa da bazen kafanda, Senkronize cennet isliklari basini donduruyor, Gecelerin masallarini dinler oluyorsun atesi sondurerek. Yediklerin artik icinde buyuyor, Ictiklerin beynini zehirliyor, Seni gormeyeli epey oluyorsun da hissedemiyorsun. Duvarlar katlaniyor, camlar kiriliyor, Sesler degisik frekanslarda -Ucusan kelebekler ve narin yaz cicekleri- Beyninde oynasiyor, Evet cok guzelsin oluyorsun da birlesmiyor kollarin. Leylekler yere dusmeye basliyor, Gagalari kiriliyor tok sesler cikararak, Karinlari sis halde uzum kokuyor, Taneleri bitmiyor da sen yemeye doyuyorsun. Mavi-mor masa ortuleri yaniyor, Radyasyonlu sularla islaniyor ayaklar, Bulutlar asit isiyor evlerin tepesine, Dis macunu yiyen cocuklar, Titriyor artik pasli masalarin altinda, Hirs buruyor gozunu de net goremiyorsun. Haykirmal

Prenses

Bes duyu organlarimin kapsamasi disindaki biri, hayallerimde, anilarimda, her hucremde, cevremdeki insan siluetlerinin sessiz butunlugunde... Gozlerimi kirpmadan, basimi oynatmadan odaklanmami bekliyor. Soba dibinde kivrilmis kedi gibi masum bakiyor, gozleriyle guluyor, sevinciyle kapaniyor yarasi... Bazen, ensemde hissediyorum solugunu, beni yonlendiriyor papatya tarlalarindan gecen, ekmek kokan yollara... Bazen, asirlik agac kovugundan bana dogru geliyor, dokulen sonbahar yapraklarini havaya calarak, beyaz elbisesiyle bana her renk olarak...Bazen, disarinin pisliginden izole ettigim zihnimdeki bahar havasini, annemin sicakligini, babamin bilgeligini, kardesimin sevimliligini yuzume vuruyor her sabah uyandigimda... Bazen, 5 yasindaki Sadik'i 23 yasindaki arkadaslarina anlatan dil oluveriyor, gerceklerin sinsi yozlugunu dagitiyor cocuksu duslerle... Basroldeki prenses... Onun beyaz, zarif kostumu... Buyuleyici replikleri... Oyun oncesi zihninden rolunu tekrar edisi... Bu tekrarlard

His

Cthulhu'nun sonsuz kollari sarsa da adalarin etrafini, tum karanlik vakumlanmis haldeyken ustumuze salinsa, kulaklarim tozdan duymasa, gozlerim dertten gormese, dilim nemden tadamasa, sinirlerim yikilsa yine de kimsenin gormedigi, farketmedigi seni hissediyorum. Aceleyle yazilmis receteler gibi onemsiz gelen ani parcalari yuzumu burustursa da bazen, homojenik sekilsizliklerde seni hissediyorum. Toplanip birlik olmus tarifsiz ruhlarin gucbirliginin en satafatli donemlerinde bile hicbirsey olmamis, olanlar da degisime ugramamis gibi seni hissediyorum. Eklemsiz odun gibi bacaklarin sabit kalmayi yegledigi batakliklarda, yerden cikan binlerce olu elin yalnizligindan siyrilarak seni hissediyorum. Sevgimi evcillestirip mide bulantisi olarak geri satanlara ragmen seni hissediyorum. Cehennemin gulleri acsa da bazen icimde, cennet yagmurlariyla zehirliyorum onlari, yerden biten yilanlarin bittigi yerde seni hissediyorum. Bebek kokusu beynimi degistiriyor! Ilk solugumdan beri! Sarmaliyor tar

O'nun hakkindaki ilk ve son yazi (.)

O'nun hakkindaki ilk ve son yazida, gecmis zamanlardaki guzide olaylari; akiskan fazina gecirip, hayal gucuyle terbiyeleyip, belli birsure (for a reasonable period of time) pismesini bekledikten sonra kulak memesi kivaminda servisini yapmayacagim. Bu mekanizma ben de dahil olmak uzere kimseye bir fayda saglamayacak, uzun sure zebralara bakarak hipnotize olmayi deneme gibi bizi sacma aliskanliklara surukleyecek ve kokumuzu kaziyana kadar ugrasacak olan alienlerin istilasini hizlandiracaktir. (Bknz. Alien Phobia) Burada asil anlatmak istedigim esasinda hicbirseydir , hatta onunla bile bazi noktalarda ilgisi yoktur. Anilar unutulur, yuzu bile hatirlanamamaya baslar ama birsekilde 37 isik yili sonra farkedersin ki gordugun tum kizlari onunla karsilastirmissindir ve hala daha bu aliskanligin surmektedir. Hatta ve hatta kalitesiz partinin tekinde hede bir kiz i ona oyle gereginden fazla benzetir ki beynin, Izmir gecesi O2si ni ozleyip disari atarsin kendini. Bu durum domuz gribine yakala

Hklti36Fljf (Hakalti 36 Filijif)

"Sadik hersey tamam da bu filijif milijif de ne yahu?" gibi olagan karsiladigim sorularin epey cogalmasi uzerine bir basin aciklamasi tadinda bu nickin gecmisini aciklamak zorunda hissettim kendimi. Buyrun aziz hemsirelerim: "12 Agustos 2007 tarihi, benim last.fm kaydimi silip yeni hesap actigim aziz gundur. (O siralar benim suan burada aciklamayacagim kadar ozel zamanlardir.) Kliselesmis siteye uye olma formunu istekli ve hizli birsekilde doldurduktan sonra, bir tek eksik yer kalmistir ki o da nick kismidir. " Evet, evet bu guzel olucak diyip yazmaktan vazgecme " eyleminin periyodik tekrarlari sonucu yaklasik 20dakika gecmistir ve bu artik bunyede " nar yerken; eee siterim simdi narini, marini yemiom len diyerekten ayiklamaya usenen insan modeli hissiyati " 'na sebep olmustur. Bu caresizlik aninda zihnim en kestirme cozum olaraktan " gozleri kapatip iskembeden nick sallama " eylemine goz kirpmistir cilginlar gibi. Gozler umutlar kapanmi

I said, "Kiss me beautiful, these are truly the last days"

Umutlar ki insani yasatan, mevsim gecislerinde bayrak sallayan icindeki cocuk...Ona sarilmali simsiki, gozunun onundeki perdeyi aralamani beklemek midir yapabildigin? Dans etmeli sacma sapan, almali ilkcag toprak kokusunu, surmeli eline yuzune... Ormana dalabilmeyi goze almali, citlerle cevrilmis pek sukela evinden cikip, karanliktan yurumekten korkmamali ki etraf aydinlansin...Belki kendini bulursun orada guzelce hediye paketi yapilmis... sent by god...

Sebepsiz

Bazen sebepsiz dalar gidersin ya hani, gozlerin bakar da gormez, kulaklarin duyar da algilamaz, sacin sakalin hizli uzar karsi koyamazsin... Cay bardagindaki ruj izini ozlersin guzide bahar aksamlarinda, soluksuz seyredilen filmler gibi ucar gidersin gozlerin acik... "Seni Seviyorum" demek icin hem erken hem gec oldugunu hissedersin de sevginin gozleri alir hararetini, sekeri fazla kacmis limonata gibi... Resimlerin sana bakar ve gecmisi servis eder onune, komur sel olur-kursun bulut olur-pastel silik ufuk cizgisi boyunca kaybolur... Gokkusaginin tum renklerini ozlersin de yagmurlar yagmaz olur, sigaranin dumani sana seni anlatir degisik sekillerde, yukari uzayarak... Basit olmak istedikce daha cok karisirsin, buzdolabindaki son elmanin nemsiz, soguk yalnizligini duyarsin bu hosnut gunde... Bazen sebepsiz dalar gidersin ya hani, agaclar yapraga bogulur, cicekler renklerini sana sunar, kuslar seni haberdar eder... ondan...

Loreena McKennitt - Lullaby (Thunderous Hallelujah Effect)

Resim
O for a voice like thunder, and a tongue To drown the throat of war! - When the senses Are shaken, and the soul is driven to madness, Who can stand? When the souls of the oppressed Fight in the troubled air that rages, who can stand? When the whirlwind of fury comes from the Throne of god, when the frowns of his countenance Drive the nations together, who can stand? When Sin claps his broad wings over the battle, And sails rejoicing in the flood of Death; When souls are torn to everlasting fire, And fiends of Hell rejoice upon the slain. O who can stand? O who hath caused this? O who can answer at the throne of God? The Kings and Nobles of the Land have done it! Hear it not, Heaven, thy Ministers have done it! (Spiritualitemi kabartan, God Shines Upon Us! chantlarinin zihnimin duvarlarinda yankilandigi pek bi gaz Loreena sarkisi. Ablam yaptimi en holy'sini yapar.MUCUK!)

Bebek'te 3-5 turp atarim!

Ispanyol atesiyle ve baharatiyla yanip tutusan romantizmi, Eyfel kulesi altindaki pahali parfumlu romantizme tercih ediyorum. Ekmek yoksa pasta yiyin gayri demis teyze ama bence teyzeler reklamlarda kullanilmamali. Lokum gibi asklar arayan kizlardan gina gelen liseli cafelerindeki turuncu oralet tanesinin reklami yapilmayip teyzelerle dolup tasacaksa ekranlar, daha da bakmam o guzel gozlerine. Van minitlerle kandiramazsin artik beni. Joker hakkimla seni yari yariya kaybederek, yari yariya kazanarak ilgimi ve alakami ilgili mercilere iletiyorum. Sinir harbinden yeni cikmis yorgun ve gururlu 101 dalmacyali adina guc bende artik! Boyle iddiali cumlelerle gelmemin tek nedeni sabah extradan nutella surulmus ekmek yemis olmamdir. Ayin kapak guzeliyle, mcdonalds ayin calisani arasindaki tek fark, yuzun asimetrik gelisimidir. Dedigim gibi zaten hafif makyaj en guzelidir, eger cok guzel ise makyajsiz olmalidir. Eyfel'in Eyfel olmasindan sorumlu degilim.

Utanilmaz asklarin edepli taraftariyim!

"Ask hata degil, utanilmaz asklardan.Gun gelir hata yapmayi da ozlersin" demis sarkici ablamiz. Gozlerini dikip baktigin alisildik saat kulesi kaci gosterirse gostersin, masaortusunun rengi olsun gozlerimin rengi. Parildamali pullarim akdeniz gunesinden kacan orkinoslarinki gibi. Sinsice yaklasip ense kokune kizilcik yerlestirenlerden olmamak lazim ask mesk islerinde. Niye gizlensin govde gosterileri, is-kur mitingleri, mcdonalds indirimleri? Koca koca yetiskinler olduk da gizilere mi kaldik? CIK. Aliskanliklarin uzerindeki kaymagi alip oyle yemeli. Laubali misin yoksa babandan genetik olarak mi gecti yavsaklik? Ama isbirlikcilerinin yerini soylersen seni serbest birakacagim. Isbirlikciler suanda odaklandigim nokta. Sen filan degilsin hemen havalanma. Potasyum eksikligin gozume carpmakta sadece. Jankilotvandamfilmleriyle buyumus olman pek birseyi degistirmez. Milyonlar sokaga dokulmek icin duygusal heyelanlar icerisinde kolkola omuz omza. Yine de sarkici ablamizi tebrik etmek

Amor Fati (Nietzsche'den sevgilerle)

Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye. "Ol" der Tanrı. Güneş oluverir. Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz. Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı. Bulut olur. Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur. Rüzgar olmak ister bu kez. Ona da "Ol" der Tanrı. Rüzgar her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur. Herşey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Ordan esen burdan eser, kaya banamısın demez! Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da izin verir. Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı... Sırtında bir acı ile uyanır.... Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. ..

Sev ginfinity

Resim
Gul yapraklari dokulur seten beyazlarin ustune, Fado ne guzel, ayaklarimizi yerden kesmekte, Kirmizi sarabin sicakligi vurur yanaklarina, Bordo elbisen ve Aceleyle baglanmis kravatim Vazodaki petunyalar bizi izlemekte Golgeler bizi haber etmekte yalnizliklarina Alevin dansi bize eslik etmekte cilginca Perdelerdeki cicekler tohumlarini serpmekte haliya dogru Inci kolyen ve Favori saatim Kalbimi alip uzaklara goturmelisin ki Beraber aksin kanimiz Eriyip yapissin dudaklarimiz Birbirini haykirsin tenimiz Gozlerinde gozlerim olsun ki donakalsin aklimiz Mantiksiz asklarla baglanmis iki insanin esareti kadar guzel bir esarete rastlanmamistir Onlari tek bir hayati vardir Ama bu hayat hicbir zaman bitmez Fazla asktan sehit dusseler bile...

Da-da-da-da-da-da-da!

Hazirda duran her sevginin, Hazir ol'da duran her sayginin, eridigi donemdeyim. Kendinden vazgecip, boka saplanmak ister isen, durma katil onlara. Sana tapan ruhsuz minyonlar ve onlarin sahte sevgileri. Vergiler gibi eziyor toplum degerleri, gozleri acik oluyor insanlar. Herseyini anlatmamali, rekabet etmeli, kendini dusunmeli insan, der aziz toplum, yalanlar kitabi sayfa yalan. Hayatta kalmanin tek yolu bu ilkelere baglilikmis, bile bile sapkinlikmis, umarsizca capkinlikmis. Kabul etmek gerekir ki bir kez isirildiginda olumsuz olursun, yenilmez olursun, trajik olursun, ama artik insan degilsindir, artik sen degilsindir, artik o bile degilsindir. Bitmeyen ninnilere ragmen uyumayanlardan biri olmak gozlerini acik, zihnini berrak, kalbini seffaf tutmak ne zor degil mi? Gozlerini bulaniklastirmak, kafani iyilestirmek, kalbini hissizlestirmek, isteyenlere karsi kendin olmaya, insan olmaya, sen olmaya ne dersin? Birseyler demek zorunda degilsin, birseyler yapmak zorundasin.

potpourri VI

Bu siralar gobekten siyah zeytin yeme istegiyle yanip tutusuyor, arsivlerin tozlu sayfalarindan vaka ornekleri topluyor ve bunlari karanlik odada ekmek arasi yapiyorum. Evet bu aralar mesguliyetlerim ciddilesti farkindayim. Literatur filan. "Dum kah kah" cehaletin, sefaletin, karanlik caglarin sona erip, agir sanayi hamlesinin harala gurele gittigi guzel caglarin baslangici sayilir. Ilkokuldayken cop kutusunun yanina gidip yaklasik 32dk. kalem acma tribi vardi. Bir oncu eleman gider, zemin etudu ve hoca tahlili yapar, ondan cesaret alanlar da ardindan gidip torenle "topluca kalem acmaca, geyik yapmaca, hocanin egemenligine guya baskaldirmaca" aktivitesine baslarlardi. Gecenlerde amfide uyurken, aklimda amfinin arka siralarindan kopup gelmis, kosedeki cop kutusu etrafina toplanmis, yetiskin insanlar canlandi. Kikiri guleyazdim. Agir grip olan universite ogrencileri o surec boyunca yediklerine cok para vermemeli, zira ekmek arasi havyar, portakalli pekin ordegi, rokal

potpourri V

Resim
Bitki caylarini cok karistirdigim donemlerde, cok saglikli olabiliyorum. Cocukken dondurma sezonu acilsa da Algidanin yeni dondurma seceneklerini, fiyatlandirmasini gorsek diye beklerdim. Hala beklerim. En sevdigim Disney karakteri olan Donald Duck'in pelus oyuncagini gorup alamamak ne kotu bir durumdur. Son oyuncakci ziyaretimde pelus reyonundan eli bos donup kasada odeme yapacakken, kasaya dogru yanimdan atak yapan 2cocuk annesi bikadinin elinde gordum onu. Mavi denizci uniformali, karnindan bastirinca vaklayan Donald. Icim eridi, baska var mi diye sordum ve tek kaldi cevabini alarak yikildim. Kadini ekarte etmek icin sn.de 32 fikir gecti aklimdan ama yapmadim, yapamadim... Huzunlu ifadeyle pelusa baktim ve emindim ki o da bana huzunlu bakiyordu.

potpourri IV

Insanin dogasi evrensel yasalardan ayri degildir ve ona uydugumuz surece hayatimiz yolunda gider. Zitliklar birbirini tamamlar ve anlamli kilar. Cok gulen birinin aglamaya baslamasi, cok aglayan birinin gulmeye baslamasi gibi. Ikisi bir butun olur ve ahenkle yasami kontrol ederler. Bazilari uzuntu bagimlisi, bazilari mutluluk sarhosudur. Oysaki ikisi de dogrudan esit derecede uzaktadir. Fark etmeleri gereken sudur ki; Uzuntu mutlulugun degerini, mutluluk uzuntunun anlamini anlatir bize. Uzuldugunde ogrenmen gereken bir ders oldugunu kabullenmek, sevindiginde asiriya kacmamak gerektigini ogrenmek lazimdir. Hoyratca sevgini harcayip, askini yozlastirmak yerine sevgini biriktirip, askini "o kisiye" saklamalisin. Her seferinde uygun kisiye rastladigini dusunmek yapilan en buyuk yanilgidir. Bunu asmanin tek yolu sadece sezgilerine guvenmek ve kalbinin sesini dinlemektir. Cevresel etkenler ve mantik senin gorusunu bulaniklastirmaktan oteye gidemez. Zamani suclamak yersizdir. Guzell

potpourri III

Buyuk Britanya, Amerika Birlesik Devletleri'nden daha karizmatiktir. Hayat boyunca dusunduklerin basina gelir, basina gelenler seni dusundurur. Gozlerini gozlemek bana haz verir. Cikolatayi sevsem de fondue'nun sonuna dogru aci cekmeye baslarim. Izmir'in kizlari cabuk buyur, cabuk cokerler. Bazi insanlar vardir, giydikleriyle olduklarindan yasli gorunurler- bilerek yada bilmeyerek.Isin ilginci bu insanlar yaslari ilerledikce sportif giyimi tercih ederler.Yumurta topuk-sivri burunlu kunduradan, klasik adidas modellerine kaygisiz gecis! Belli bir periyot icerisinde 3 yuzeysel konusmaci, 7 aska inanmayan flort, 12 karaktersiz ortamci ve 58 tanimaman gereken "diger insan"la karsilasmis olabilirsin.Yine de bunlarin tum negatif etkisi, senin 1 dogru insan icin buyuttugun umudunun yaninda cornflakes tanesi kadar kalir. Hayati ve insanlari kontrol etmeye calismak, kisinin kendi ozgurlugunu kisitlamasi anlamina gelir.Dusunen insan buna karsi cikar ve duvarlari yikar, dusun

potpourri II

"Sir perdesini aralamak" kalibini kullanmaktan ozellikle kacinirim, aklima alakasiz konu ve mekanlarda mistik ve gotik temalar gelir. Bollywoodumsu ask icerikli oynak filmlerin (en taze ornek: Slumdog Millioniare) askina ve sevgisine inanmam. Aclik sefalet icindeyken askin ruhu doyurucu etkisi, mideyi tok tutan bi zeytinli pogacadan daha azdir. Bulutlara bakmak cok garip bir etki yaratir zihinde.Habire bulutlari nesnelere benzetmeye kasarsin, kahve falinda 3 yol yada ejderha gormeye calismak gibi.Esasinda en sacma bulut parcasi bile biraz hayal gucuyle kaf daginin ardindaki 5M Migros'a benzetilebilir. Bazen hayat eriyip kuculuverir gozunde, dil darbeleriyle bertaraf edilmis Calippo gibi. Biranda tum mekanizmasini cozer, tum mantiksal baglantilarini kurar, beyninin kivrimlariyla senkronize hala getirirsin.Gotun kalkar, hayati iplemez tavirlar icerisinde "ben ozgurum, sadece ozgurum" naralariyla evi terkeden yeni tuylenmis erkek cocugu tribiyle evden gitmeye kalka

Arriğ-vağğğ!

Oyuncakcilara duzenli olarak girisler yapmam, kendime oralardan ic gidiklayici hediyeler almam, uzun suredir lunapark hevesiyle yanip tutusmam, kinder surprizlere devam etmem gostermekte ki: pek sukela "afacan dönis" olma yolunda ilerliyorum. Ufukta yeni cesitler, sekerlemeler, pofuduklar gorulmekte, "yirim!" olayinda 1numara olmaktir niyetim.Bu flashberkin kollari lcwaikiki maymunun elindeki muza kadar ilerlemeden bidurbacim! diyebilmeliyim.Eticicibebeğ gibi sevgi kadar yararli olabilmeli, bisikivit gelince akla hemen adi bircirpida soylenebilmeliyim. Hicaz makamindan hoslanmasam da habes maymunlarini severim.

potpourri I

Insanlarla konusurken gozlerine, hayvanlarla konusurken midesine bakarim. Cocuklari severim ki onlarin beyni dusuncelerle kirletilmemistir. Duygusal olmak kisisel bir tercihtir, melankolik olmak ise bile bile ladestir. Death Note - Full Metal Alchemist karsilastirmasi yapandan haz almiyorum. Yemek saygili olunmasi gereken bir ritueldir, olabildigince yavas yenmesi ve zevklendirilmesi gerekir. Yeri gelir Sezen Aksu'yu, Sezen Aksu'dan nefret edecek kadar cok dinlerim. Cogu sefer gozumun gordugune inanmamis, ardindaki bok cukurunu kesfe cikmisimdir. 90lar turkce pop sarkilarinda cocukluk anilarimi pekistiririm. Bos zamanlarimda ozgurluk naralari atarim. Karambol yasamanin da bir adabi vardir. Hayati filmlerden ogrenmeye calisanlari tasvip etmem. Kidemli ayakkabi parcalayicisiyimdir. Asik oldugum ayakkabilarin gozumun onunde erimesi hosuma gitmez. Mantigin karisik pizzasi yerine, duygunun avokado corbasini yeglerim. Bayram sekeri kalitesiz ise yemem. Kinder surpriz yumurtanin oyunc

Nerede eski bonibonlar?

Resim
Insana doymus bir 63yolculugu esnasinda, oksijenin karaborsa oldugu bir atmosferde "bakkal assault" yapmam gerektigini dusundum ki susamistim.Yandaki kizlarin "430ytlden 100ytlye dusmus hemen kaptim cizmeyi, yine de merthan'a begendiremedik ayol" serzenislerinden gazi almis bunyem, kapilar acildigi gibi suzukiii! efektiyle disari suzuluverdi.Iki adim otedeki bakkala girdi ve kandirikci dolaptaki suyu kapti.Ama o esnada bunun yaninda birseyler yenmeli dedi ki, esas olayimiz burada basliyor.Gozler fildir fildir hos birsey aramakta..Albeni- i ih..Kinder surpriz- abes kacar + oyuncagini koyacak yerim yok..Damak- hmm orgazm tehlikesi..(Aniden gozler en sagdaki bonibonlara kayar.) Olamaz niye bukadar bekledim yeniden denemek icin, en son nezaman bonibonun kapagini sampanya acar edasiyla basparmagimla kaldirdigimi ve kafaya diktigimi hatirlamiyorum! Elbetti ki aldim.O anda bonibon icin "bunlar ithal mallar, kriz dolayisiyla dolar firladi,zam yedi, 34dolar yani 68y

Aşk *

Resim
Bir sure once varligi zihnimden ucup gitmis ama suan yeniden onu kazandigim - eski zamanlarda beni cok etkilemis - enfes bir Halil Cibran yazisini paylasmak istedim burada sizinle: "... Gerci sarp ve zorludur sevginin yollari. Ama icinize ates dustumu, izlemekten geri durmayin. Sizi kanatlarinin arasina alip saklamak isterse, karsi koyun. Cunku bilin ki, bir an gelir, o kanatlarin arasindan bir kilictir cekilir ve vurur, inletir sizi. Gerci sozleri duslerinizi darmadagin edebilir, tipki kuzey ruzgarlarinin bahceleri darmadagin ettigi gibi. Ama sizinle konustugu zamanlarda, yine de ona inanmazlik etmeyin. Cunku basiniza taci oturtacak olan da, sizi carmiha gerecek olan da sevgidir.Serpilip gelismenizi isteyen de o, budanip kalmanizi isteyende O'dur. Bir yandan yukseltinize erisip, gunese uzanan en ince dallariniza bile sariliyorken. Bir anda gerisin geri donup koklerinize dek inerek sizin yeryuzunde ayakta durabilmenizi saglayan baglarinizi da sarsabilir. Tipki puskul

Hayatin anlaminin bulunmasini ve yozlastirilmasini istemem!

Gunun birinde kafandaki soru isaretleri azalmaya ve ne? yerine nasil?lari sorgulamaya basladiginda, eski esyalari pacavra degil de ani diye nitelendirip sakladiginda ve bundan mutluluk duydugunda, dur dinle sesini.Gozlerinin gorebileceginin otesini dinle.Surada bir yasli adam oturmakta sacma sapan cekirdek yemekte..Kediler birbirleriyle kavga halinde,biri beyaz biri alacali..Ya su havaya ne demeli? Niye bir anda kotu oldu ki, dun ne guzel sicacikti..Bunlarin bir anlami olmali yoksa hersey rastlanti mi? Hava sicak olsa ne farkederdi? Kediler kavga etmeyip yemegi paylassalardi? Yasli adam cekirdek yerine avokado yeseydi ne degisirdi? Simdi gozlerini ac ve dinledigini gor.Gor ki hayat dedigin sey sensin. "Hayatim iyiye gidiyor." Hayir, sen iyiye gidiyorsun, zihnin berrak ve algilarin acik. "Hayatim berbat" Hayir, berbat olan sensin, anlamaya, dusunmeye gerek duymadan korkuyla yasiyorsun. Hayati kendinden soyutlayip ondan sikayet ediyorsun.Sana cevrende aptal gelen, ras

Haci o degil de!

"Haci o degil de, bana bir degisiklik lazim buaralar." cumlesiyle baslayip "aklimi, kendimi uzaklara goturesim var" cumlesiyle devam eden bayma bazli "tsubasada bitmeyen sahaya uyuz olma" hissi veren kaliplarin sonunu duymak istemem.Bide kizarim boyle.Sen kendini degistir de bir fark yarat bakalim alginda, at gozluklerinde, gor bakalim atli karincayi- bol cikolatali ekleri, jelibonlu kekleri.Dibidit dibidit monotonlugun dibine vur, sonra de ki benim cevrem artik beni tatmin etmiyor, beni tatmin edecek- suratimda "osurma sonrasi rahatlamis insan profili"nin tipkisini olusturacak, evlerin sekerlemeden, sarisinlarin misir cipsinden oldugu "Wonderland"ime gideyim, ben haric hersey farkli olsun.Neymis efendim, can cikarmis da huy cikmazmis.Insan neden kendini degistirmeliymis.BOK. "Ridvan bile artik yaslanmaya baslamis.Pes lan"

Kismi egzotik sevdalarla gelme bana *kips

Resim
Agacima sarilmis uyur iken, Kana kana su icen Seni gordum, pesinen Karar verdim, benim panda sevgilim. Dedim uyumanin sirasi degil, Ona guzel guzel yaklasmali, Gozler degdiginde tutusmali, Deger verdim, benim panda sevgilim. Komur gozlerini icerim, Kuzu kulaklarini yirim, Sana ayi diyeni operim, Zarar verdim, benim panda sevgilim. Sen bana ver okaliptus yapragi, Ben sana vereyim seker kamisi Bir garip sidik yarisi, Gazi verdim, benim panda sevgilim. Atem tutem ben seni, Patlatirlar enseni, Seviyorum tek seni, Gulu-verdim, benim panda sevgilim.

(((Q)))

Resim
Take my hand, did you understand, what the fire and the sea means to me? The candle is in my heart, the ocean in my eyes, just look at me, look at me, and you will see the world. I take your hand, 'cause I do understand, the rain and the sunshine Now both in your hand. Your heart is a candle, your eyes are the sea, I look at you, look at you, That will always be, that will always be...

Bypass of critical faculty of conscious mind

Resim
Seeing that the "experimental you" is not the real one, then channelizing the inner power to a new one is not waste of time, not an embrassment, just "an exciting beginning of a new clear life with better self-esteem and fully-running mechanism of realisation".One of the beneficial factors is that within the changes, you realize how things get better, how things were not as it seems also feeling lucky for the transformation."The Universal Teachings" are now fully compatiable with your aims, hopes, thinking mechanism and the Universe is happy as you're on your way to play your role for the nature again."Try-and-see" is the best learning methode and it's all agreed that we only learn from our loses, not from our victories.

Spontan gelisen agresif zevk anlari - VII

Uzun ve yorucu ogrenim yilini tamamladiktan sonra sahilde sicak kumlara gomulup, gunesin isiklarina ruhunu ve bedenini acmak, bebek bezli veletlerin kumla olan oyunlarini, gelen dalgalara meydan okurcasina minik bedenlerini one dogru atmalarini izlemek, martilarin sesleriyle balikcilarin naralarinin karismasiyla beraber akip giden bir zevk nehrine donusmek,akmak-gitmek

Ayrintili karakter analizleri - III

"Populer kulturun himayesi altina bilerek ve isteyerek giren, hayatini aktivitelere adamis, bu temponun onun yasamini anlamli ve zevkli kildigini dusunen Turk genci:" Bu tip, insanlarla iliskilerinde "ortak zevk" kavramini sonuna kadar kullanmak niyetindedir ve popularite onun icin daha fazla ortak zevk, dolayisiyla daha cok insanla tanisma firsati demektir. "Zevk pezevenkligi" yada "zevk kalabalikligi" denen nacizane durumu yaratan bu tip insan modeli, gercek yada sanal ortamda; lost'un son bolumunu izlemis, sprite'in son cekilisine katilmis, avea patlican konserlerine katilmakla kalmayip gonullu olarak gorev almis, oturdugu kentin belli basli buyuk organizasyonlarinda zevkine uysa da uymasa da boy gostermis izlenimi yaratmak amaci tasir. Ilginc, ozgun, ani fikirler, eylemler bu tiplerden beklenmemelidir cunku onlar "kisisel"den cok "toplumsal" insanlardir.Giyimlerine de bu populariteyi yansitirlar ve bunun sonucunda

Hiperaktif Hali Cocugu!

Manyaktim lan ben cocukken. Oyle biyerlerden de gormedim manyakligi, oyle dogmusum oylesine tuysuz olarak bitivermisim herturlu yaramazlikta, hasarilikta...Sebeklikle canbazlik arasindaki ince cizgide yuruyen bagsbani. Delicesine guzel tatli, cocuklara yonelik renk ve tat kasan dismacunlarindan az mi yidimdi, masa altinda gizlice.Sikar sikar bitirirdim, degirmenin suyu nerden gelir, niye gelir, bana mi gelir. Coraplardan top yapip saksi,vazo kirmacalar mi dersin, sokakta kosarken gorunmez celmelere takilip diz kanatmacalar mi? Bacaklar cubuk kraker, govde jelibon gibi...Alinan yapistirmali isikli spor ayakkabilarimin son kullanma tarihi giyildikten itibaren 3 hafta civariydi ki bunun sebebi top niteligi kazanabilcek herturlu nesneye tepikleme istegiyle dolup tasan veletler olmamizdi.Sag ayakkabi ilk once yan taraflarindan patlar, bunu ayakkabi ucunun patlamasi izler ve en son olarak tabanin kaynana dili vaziyeti almasiyla sonuclanir.Benzer bir mekanizma da alinan pantolonlarda gecerlid

Ayrintili karakter analizleri - II

"Bidikligina bakmadan her lafa karisma hakkini kendinde goren, etrafi tarafindan- yirtik,hakkini savunabilen olarak gorulup esasinda duygusal firtinalarini disavuran, dinledigi duydugu gruplari defterine-siraya-msn kisisel iletisine yazan, hayvanlari seven ama elleme cesaretini kendinde bulamayan liseli kiz tipi": Isin en garip kismi, bu kiz, arkadaslari ve buyukleri tarafindan sevilen birisi olmasina ragmen kendinden pek hoslanmaz. Kendiyle ilgili ufak sorunlari buyutur de buyutur, eline koluna dolar, hic hareket edemeyecek hale gelince de nihaaa! diyerekten esaretten kurtulur.Cevresindekiler bunu biraz delidoluluguna, biraz da konuskanliginin getirdigi "aktif ama bos liseli insan" kimligine baglarlar. Muzik bu yastaki liseli insanlar icin onemli bir saygi gorme,sivrilme kriteridir ve bunu dahil oldugu sosyal ortamlar cevresinde en iyi sekilde kullanmasi gereklidir.Onun icindir ki dinledigi ve cogu zaman da dinlemeyip ordan burdan duydugu gruplarin isimlerini, logo

Ayrintili karakter analizleri - I

"Daha yeni yeni klasik gitar calmaya baslamis ve bu guzide durumu sahilde "Akdeniz Aksamlari" adli kliseler klisesi sarkiyi calarak kisisel-sosyalizm acilimi yapmayi amaclayan, hatta bu amacla karsi cins uzerinde bir etki birakmayi dusleyen Anadolu Rock hastasi Turk genclerinin ruh hali": Kisiliginin yeni harmanlanmaya basladigi caglardaki bu genc, buyuklerinin "sosyalite icin kendini gelistirmelisin, sadece ders calismakla olmaz bu isler" tarzi soylevlerini ciddiye almaktadir ve henuz sorumluluk duygulari yozlasmadigi icin bu yonde hareket etmektedirler. Karsi cinse karsi tutkulu istekleri olan bu genc, hafif serin bir yaz aksami, sahil-deniz-mehtap 3lusunun nimetlerinden maksimum derecede yararlanmak adina ortama duygulari kiprastiracak (kendi dusuncesi bu yondedir en azindan) bir tini, bir melodi ekleme amacindadir.Boylece "yazin amacsizca oturulan sahil toplantilari ve orada yapilan zevksiz muhabbetler butunlugu" tamamen kendi sosyal showuna

Beyn-ul Manyak

Gecenin gecbir vaktinde soyle bir cumle tasarlayabilen beyne hem saygi duyarim hem de hafif tirsingen: "(...) dunya turunda binbir turlu ulkeyi gezmis ve topragina susamis birinin istanbula varir varmaz tavuk donerciye girip siparisleri heyecanla ve mutlulukla verdikten sonra acik olan kral tv nostalji kusagindan onu eskilere goturen, anadolu insani kokan sarkilari duymasi ve bu ruh halinde hissettikleri ve ozumsedikleriyle paralel duygular yasiyorum suan."

Flash-bek: 92

87 model Yamaha org ve onun midi tinilari...Ciliz parmaklar tuslar uzerinde gezinmekte...Senkronizasyon eksikligi besbelli...Hmm bu "Bamboleoooo Bamboolea" da nedir, boyle sarki mi yapilir yahu?..."Turgut Ozal aciklamis gecenlerde..."..."Yarin trtde besiktas maci varmis, altayla, bizde 51 oynariz hemi de maci izleriz"...Balonlar icindeki helyum gazi vardir oyuzden ucarlar cocuum..Iyi cokzel..Sinemada teke tek mac, kaleci x, 5de devre 10da biter...5lirasina... Ayakkabim yine parcalandi anneeeg?... bu gurultu de ne boyle sabah sabah? 30austos cocugum askerler gecio bak gel pencereden gorulyor, kalk hadi bak... Kotceket ve kot, ne muhtesem ikilidir, ne amerikandir aman yarebbi... len gecende 5kat plastik top aldik varya hala patlamadi supermis... babaag, commodore'u kursanaaa,babaag!... I-ih sevmem yimirta ben, istemiom yimem...He-man kasedini tak anneegg, guc bende artikiinnn... cheetos istiom ben... (hala isterim)

Spontan gelisen agresif zevk anlari - VI

Kucuk bir cocugun merakli gozlerinin cevreyi incelerken sana takilmasi, once tedbirli bakislar ardindan senin gulumsemene karsilik icleri isitan bir gulumseme yollamasiyla beraber akip giden bir zevk nehrine donusmek,akmak-gitmek

Spontan gelisen agresif zevk anlari - V

Eski resimlere bakarken 90larin yalin, duygulu Sezen Aksu sarkilarini dinlemek, gecmisinin guzelligini-tecrubesini suanin enerjisiyle birlestirerek akip giden bir zevk nehrine donusmek,akmak-gitmek

William Blake "Cennet ve Cehennemin Evliligi" nden alintilar

"Karsitlar olmadan ilerleme olmaz.Cekim ve itim, akil ve enerji, ask ve nefret insanin varolusu icin gereklidir.Bu karsitlardan dinsel olanin iyi ve kotu olarak adlandirdigi sey dogar.Iyi akla boyun egen edilgen taraftir.Kotu ise kaynagini enerjiden alan etken taraftir.Iyi cennettir, kotu cehennem." - "Insanin ruhundan ayri bir bedeni yoktur, cunku beden olarak adlandirilan sey, bes duyuyla algilanan ruhun bir parcasidir.Bu duyular ise, bu cagda ruhun kapilaridir." - "Enerji tek yasamdir ve bedenden kaynaklanir.Akil ise enerjinin siniri yada dis cemberidir." - "Enerji sonsuz hazdir." "Sonsuzluk zamanin yaptigi islere asiktir." "Tavus kusunun kibri, Tanrinin gorkemidir.Kecinin sehveti, Tanrinin ona oduludur.Aslanin ofkesi Tanrinin bilgeligidir.Kadinin ciplakligi Tanrinin eseridir." "Fazla uzuntu guldurur, fazla mutluluk aglatir." "Tilki gecimini kendi saglar, aslanin gecimini ise Tanri." "Ofken

Doymadım doyamadım sevmelere seni ben...

Bu yaziyla suanki duygularimin bindebirini bile anlatamayacagimi bildigim halde, yine de yazmaya devam ediyorum, en sonunda hayatin anlamini bulacakmisim gibi heyecanli ve ici icine sigmayan bir sekilde.Nasil denk geldi bilemiyorum ama bu ne hos bir tesaduftur ki kaybettigimi sandigim eski resimlerimi kardesimin laptopundan bulmamla ve 3-5gun once indirdigim eski Sezen Aksu sarkilarini dinlemem ayni gune rastladi.Gunun sonunda, geriye baktigimda kaybettigimi sandigim bircok aninin, kisinin, durumun esasnda beni destekleyerek, beni sekillendirerek, bana nitelikler kazandirarak benimle beraber akan zamana meydan okudugunu anladim.Eski ama tanidik, senden parcalar- Nekadar duygulandigimi, ne kadar cokseyin yeniden kafamda canlandigini tahmin bile edemezsiniz.Ve bu beni oylesine mutlu etti ki Dunya'nin yarisini verseler, bugunun (27Ocak2009) bellegimden silinmesine izin vermem. Iradeyle ve istekle, duygulariyla hareket eden, duygusalligiyla ve "insanligiyla" gurur duyan Cafe

Seni bu kadar beklettigim icin ozur dilerim.

Bazen en bayik zamanlarimda sen cikagelirsin bilincime, gozlerin gozlerim olur isildar, yuzun yuzum olur gulucuklerle dolar, kalbin kalbim olur isinir,ferahlar. Bir sonbahar gunu sana geliyor olurum, en dogal halimle, kalbimi acarak.Agacligin derinliklerine dogru ilerler, basamaklari hizli ama telassiz bir sekilde inerim.Ceketimi bir agacin dalina asarim, kravatimi ciliz derenin goturecegini umaraktan sana yaklasirim.Kuslardir bizi bize haber veren, sincaptir bizim icin yas doken, tavsandir bizim icin sevincle dans eden.Sen ise o agac kovugundan cikagelirsin bana dogru, ozlemis ve yogun kalbinle, gozlerin der ki birdaha bukadar bekletme beni, ipeksi teninden duydugum heyecan kaplar bedenimi, kollarimiz birlesir,kaynasir bedenlerimiz , ben sen olurum sen ise ben. Artik geride kalanlarin veya olacaklarin geciciligi bir onem tasimaz, zaman ilk olarak durur ardindan onemini yitirir, sonsuz olur, yelkenliyle aciliriz altin safaga, guzellige, hosluga...

Sony MemoryStick Duo: 642 Photos, 1.7 Gb !!!

Dijital fotograf makineleri popularite kazandigindan beri sipsak hayatimiz epey bir kolaylasmistir, film derdi yok, banyo derdi yok vs vs. Ama bizim hayatimizdan cok onemli bir sevgi paylasimcisini, aile bagi saglamlastiricisini goturmustur. Artik kimsenin aile olarak toplanip eski gunleri anacagi, sevgi dolu hos sohbetler sonrasi icinin isinacagi, arkadaslarina gecmisini gosterecegi bir fotograf albumu yoktur ve en tehlikelisi dijitalizm bu albumun gereksiz birsey oldugunu genc nesillerin beynine islemektedir. Oysaki caylar tazelenir, tozlu album sayfalari cevrilir, sararmis eski resimlere bakilir, gulunur, aglanir, gulunur, aglanir...

Bazen boyle eski insanlar gorurum...

Bazen boyle eski insanlar gorurum sade ve temiz giyimli, basit islerle ugrasan.Gozlerini yukari dikip guzel havayla mutlu olan.Simidini kuslarla paylasan.Yuzlerinde deneyim cizgileri olan tatli nineler,dedeler...

WoW (ultimate life killer)

Resim
WoW ne bela birseydir ki insanlarin beynini bulandirir, evde oturmaya zorlar, bel agrilarina sebep olur, asosyalizm yayilimi yapar.Insanlarin sanal questlerinin,islerinin,arkadaslarinin oldugu pixel manyagi rengarenk savas dunyasi.WoW oynayicisinin telefonu kapalidir yada cevap vermez, disari cagirildiginda gelmez, evine gittiginde beyninin buyuk kismi senin dedigin degil de ekrandadir.Burada esas sorulmasi gereken soru: insanlari gercek hayatlarini yasamalarindan daha cazip gelen nedir? Gercegi elinin tersiyle itme sebebi nedir? Bilemedim, bilemedim.

Montaigne "Denemeler" den alintilar

"Kendinden asagiya bakip da kendi kafasina hayran olan adam, kendinden yukariya, gecmis yuzyillara gozlerini kaldirsin; o zaman yuzlerce devin ayaklari altinda kalacak ve burnu kirilacaktir." "Felsefenin amaci erdemdir; bu erdem de, medresenin soyledigi gibi, sarp, yalcin ve cikilmaz bir dagin basina dikilmis degildir.Ona yaklasanlar, tersine guzel, bereketli ve cicekli bir ova icinde gorurler onu." "Felsefenin insanlara, yasamaya baslarken de, olume dogru giderken de soyleyecekleri vardir." "Ruhtan istenecek sey bir koseye cekilmek, kendi kendine dusunmek, bedeni hor gorup kendi basina birakmak degil, ona baglanmak, onu kucaklamak, sevmek, ona arkadaslik ve kilavuzluk emek, ogut vermek yanlis yola saptigi zaman geri cevirmek, kisaca onunla evlenmek, ona gercekten bir koca olmaktir.Ta ki ikisinin hareketleri arasinda baskalik ve karsitlik degil, uygunluk ve benzerlik olsun." "Biz insanlar oteki yaratiklarin ne ustunde ne altindayiz.Bilge der

New Weird Finland

Finlandiyanin experimental muzige olan egilimi hep ilgimi cekmistir.Grup hangi tarzda olursa olsun farkli ses butunlugu olusturarak algi yaniltmak gibi hos sonuclara sebep olur.Experimental folk/drone/ambient/noise gibi guzide tarzlarda son zamanlarin yukselen fin platformu olusmakta, tipki "New Weird America" gibi.Lokal bilinmedik calgilar ve ucuz oyuncak calgi seslerinin kimyasal bagi.Insanda "ben de yaparim ulan boyle muzik ne var" gazi olusturan, birsure sonra tekrarlamalardan dolayi duyulmamaya baslanan muzik.""New Weird Finland" uyesi olup da uzerinde durulmasi gereken bazi gruplar sunlardir: Kemialliset Ystävät Islaja Lau Nau Paavoharju Avarus Kuupuu Kiila Kuusumun Profeetta Alamaailman Vasarat Keijo Uton Tomutonttu Hertta Lussu Ässä The Anaksimandros

*

Olur arada boyle seyler, hayat budur zaten lamburlumbur yasamazsan olup bitenler seni cok dusundurur, cumleler kurmaya zorlar, gozlerin kamasincaya kadar parlar elinde.

Illuminating brain-II

Resim
Bazi insanlar vardir ki konusmalariyla buyuk kitleleri peslerinden suruklerler, dedikleri ne kadar absurd olursa olsun insanlarin kafasina islenir ve idol halini alirlar.Bircok insan onlari "karizmatik" yada "mukemmel bir lider" olarak tanimlar.Aslinda onlar tam anlamiyla "egitimli" insanlardir.Beyin sadece konusulani degil ayni zamanda gizli mesajlari, gorunmez tavirlari da algilar. Boyle insanlar vucut ve beden dillerini egitmis, sekillendirmis ve amaca uygun sekilde fonksiyona koymuslardir. Boyle insanlar giydikleri kiyafetlerin sekillerinin,renklerinin ve birbirleriyle olan uyumlarinin hepsinin karsi taraftaki insana gizli mesajlar yolladigini bilirler. Boyle insanlar mimiklerini ve el,kol hareketlerini sinirlandirirlar ve oandaki duruma gore en uygun durusu secerek silahlarini hazirlarlar. Yalan soyleseler de oandaki mimikleri bunu karsi tarafa belli etmez ve kisi "hep dogruyu soyleyen" yada "inanilan" kimlige burunur. Bircok komed

Illuminating brain-I

Resim
Algilarimiz degil midir bizi hicbirsey bilmedigimiz konularda,durumlarda,kisilerde basariya ulastiran? 5duyuya guvensek de biryerden sonra yetersiz kalir,algilar devreye girer.Peki algilarimiza ne kadar guvenmeliyiz? Sinirlari belirsiz bir denizin kapladigi alani olcmeye calisir gibi gorunse de durum, esasinda basittir.Algiyi yine algiyla sinirlandiririz.Nerede durmamiz gerektigini yine bize o soyler.Algilari 5duyusal iletiler sonucu sinirlandirmak cok yapilan bir hatadir.Tipki aski yada tanriyi mantikla degerlendirmeye calismak yada tum hayati duygular uzerine kurup zevzeklikle karisik bir mantiksizlik durumunda yasamak gibi.

Zamaninda madeni paralar hapisti...

Resim
Ne guzel gunlerdi o tutumlu olmanin faydalarinin anlatildigi, savas zamani erzak alimi yapilan, kumbaralarin cocugun kisisel gelisimde onemli yer tuttuguna inanan insan ve kuruluslarin oldugu zamanlar.Amac hicbir zaman o kici kirik madeni paralardan zor gunler icin birikim yapmak degildi, herzaman icin cocugun tutumlulugu ogrenmesi amaclanirdi.Babamin elinde ilk kumbaramla geldiginle onu salya akitarak izleyen ve beyni muhallebi kivaminda bi velettim.Elindeki kucuk bi ugurbocegiydi, tepesinde para yeri vardi ve altinda da fonksiyonellik kasilmis bir kalemtras bulunmaktaydi.Uzun sure bu kumbaranin kalemtrasini kullandim ve sonra biri bana "icine para at paran buyur" dedi.Sonra soylenildigi gibi yaptim ve attikca attim. Ikinci kumbara top seklinde bir kumbaraydi, babamin elinde gordugumde onun guzel sirin mi sirin plastik top oldugunu dusundum ve uzun sure onu evde tekmeledim.Sonra biri bana "icine para at paran buyur" dedi.Sonra soylenildigi gibi yaptim ve attikca at