Kayıtlar

2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Small Pink Elephants

Resim
The years of joy and amusement turned into a sincerity festival. The sweet and charming voice called us inside, drinking hot teas and telling the numb stories. That feeled good. As if we are the ones, living none but our owns, creating own worlds. We build our cities, own rollercoasters, own ice-cream caravans... Does it really matter, if our worlds are real or not? What is "real"? The fire began to die down and hardly anyone could see anything. That feeled good. Our perception can't fool us, even if our brains slowly confuse. We lied to each other about the surroundings, that fade away as our past memories. I found my wallet at my back pocket and opened it carefully. As i saw clearly, all my money had turned into small pink elephants.

Love me; three times.

Hayatinin baharinda gecirdigin zor zamanlarin tadi tuzu bir baska olmali ki, unutulmayacak izler, guzellikler birakiyor sende. O donemle butunlesen bir sarki, bir goruntu, bir durum... Yillar sonra herhangi biriyle karsilastiginda, nasil hoslaniyorsun-nasil kafan bir anda guzellesiyor anlatacak kelime bulamiyorum. Cesitli kader yazgilari sonucunda "R.E.M - Try not to breathe"in kosu gunleriyle butunlesmesi yada 3.sinifin sisli ve yorgun atmosferinde "of Montreal - One of a few kind" ahengi. Gozunu kapattigin, seni bastan sona yenileyen icsel isiklar ve motivasyon kitaplari. Bunlari dusundukce gecmisini birsekilde bosa harcamadigini, yasadigin asamalarin seni sekillendirdigini ve suanki kendinden ve hayatindan memnun stabil insani yarattigini goruyorsun. Oyma mobilyali nostalji nineler gibi takinti haline getirip gecmiste yasamaya baslamak gibi bir hataya dusmedikce, bu insani cok mutlu eden birsey.

(((o)))

Resim
Daha once uzerinde pek dusunmedigin ve yazi yazmadigin bir konuyu irdeleyici bir yazi yazmaya baslamanin verdigi ozgurluk ve rahatlikla baslamalisin bu yaziya. Bu konuyu bilmemeli ama hissetmeli ve gormelisin ki, o orada senin daha farketmedigin bir kosede vurgulanmayi, deger bulmayi bekliyor. Belki sana cok sey katacak, eksiklerini duzeltecek, belki de seni ve birikimini zehirli kokleriyle zayiflatacak, hezimete ugratacak. Bilinmeyenden korkan insanin, hiclige tapinmasi gibi kendinle celismek istemiyorsun. Bilinmeyen varsa ona uzanmali ve onun tadina bakmalisin. Hizla gecen su zamanlarda, cevrenin ne kadar degistiginden cok, kendinin ne kadar degistiginden emin olamiyorsun. Hicbir zaman yeteri kadar olgunlasamayacagini, yeteri kadar basarili olamayacagini dusundurecek bircok zor durumla karsilasiyorsun. Sonra "yeteri kadar" in ne kadar sacma oldugunu farkediyorsun, neyin yeterli olup olmadigini bilemeyeceksin, yasamak icin bilmene de gerek yok daha dogrusu. Tek istedigin huz

Kosu gunlukleri - V

Resim
Turbanli abladan beklenmedik performans! Bugunun ilginc oldugunu hissediyordum ama gun bitmeden, erken erken konusmusum. Bugun inanilmazdi! Havalarin derbeder olmasiyla beraber, kosan cosan insan populasyonundaki azalma, sahalari benim gibi "iki elim balda olsa yine gelirim abi" insanlarina birakti. Tur kosularinin ardindan, mekik isinmalari yaparken ilginc bir turbanli abla, olay mahaline yaklasti ve abik gubik bir ahenkle, 0 senkronizasyonla her aleti denemeye basladi. Ornek: 3 mekik, 17 bacak acma, 8 kol fiksasyonu. Ben bunu yavas yavas kavramaya basliyordum ki, abla beni kafaya almaya basladi. Diyalogu katkisiz ve organik olarak yansitiyorum: - Annem, bunu (fermuarli spor giysisini isaret ederek) yana koyabilirmiyim? - Tabi, hatta ben onu aliyim, diger tarafa atiyim. - Ogrenci misin? - Evet. - Nerede? - Ege dis son sinif. - Hangi universitede? - Egede. - Benim oglan da muhendisligi savunuyor ama ben hep dis istedim ona. - Ben muhendisligi biraktim, sonra disi kazandim. -

Ani tespit anlari - I (Hayat ve bilgisi)

Yuri Gagarinlerin cirit attigi hayat bilgisi dersinden pek birsey ogrenemedik kanimca. Gozlerimin onunde hayat acisini tasiyanlar, kisik ateste pisirenler ve midesine oturanlarla dolu cevrem. Elbet ben de hatasiz kuul degilim, sutte agzim yandi, dondurmayi ekmek arasi yiyorum. Neyse sonucta, hayatin zor olup, dersinin kolay oldugunu dusunursek ortada epey yumiyum bir yanlis var: dersin zamanlamasi. Universite son sinif ogrencilerinin (ozellikle dis hekimligi ogrencilerinin) derslerden, falan fistiktan jolelesmis beyinlerini tekrar eski haline getirecek 10 kredilik bir ders olmali, ilkokul veletlerinin nutellali ekmegi degil. Icerik buna gore tabiki modifiye edilmeli; arabanin akusu nasil sokulur, cop verigisi senede kac defa odenir, sgk niye bu kadar komplekstir gibi ele gelir konulara egilmeli. Yoksa elini sallasan gagarine, margarine, margarete carpiyor disarida.

Iki dagin arasindan irmak cikan resimler yapmayi ozledim...

Resim
Tum komunistler, heryerde propaganda gazetesi uzatanlar! Hepiniz amuda kalkin ve pekin ordeklerinin kulucka suresini dusunun! Kil .. Sakal .. Uzun Sakal .. Hirpani .. Ne hayatmis ki, dusun dusun bitmiyor, ne duzenmis ki herkes daha iyisini bulabiliyor. Komsu kizinin gozlerinin rengini dusun ulan, niye yoruyorsun kendini! Plastik bardagin tasarimi ve ucuzlugu ilgilendirmiyor beni, salyadan yapiyorsunuz onu! Kir bu resmen. Artik elmanin icinde kurt bile yasamiyor, bir de grannysmith elmalari 3.49ytl/kilo dan satiyorsunuz, ozumsemiyorum artik modern dunyanin nimetlerini! Dagilin.

I've just had an heart-attack called "Eternity".

Resim
Gunluk oto-hipnoz seansi sonrasi toblerone ve Chopin'i fazla kacirmamali insan. Bulutlarin beline dolanip, dans ediyor paralel evrenlerde. Arkasindan gelen sicak bir banyo, bogazdan asagi inen viskinin sicakligini hissettiriyor. Hanfendilerin kugu, centilmenlerin sir winston tea oldugu zamanlardan kalma bir asalet uzerine yapisiyor da, sokmeye hic yanasmiyorsun. Gozlerimi ovusturuyorum ve teninin kokusunu duyuyorum. Elinizi bir bebegi kucaklar gibi narince tutuyor ve opuyorum. "Zarif oldugunuz kadar da yimisaciksiniz hanfendig!" diyiveriyorum, kikirdeklere yol acacak cocuk samimiyetiyle. "Ay, sen ne sirinn seysinn!" diye bir bizirik ses cikiveriyor senden ki ne bizirik. Bu sarhoslugun uzerine "I love you Alice. And i always will. 'Till eternity comes." gibi guzel ama basarmasi zor sozcukler dokuluyor agzimdan. Ama kapidaki ciddi adam da kim, surekli bize bakan? "Lan Eternity, bi sigtir git ulan, iddiaya girmeden dusuncektin, vermicem olm paran

Normal(?) insanlar icin metalci tanima rehberi - I

Resim
"Tiger ayakkabili, starbucks adresli, kopkop cinekop turk gencligi" ne yabanci gelen, "niden bu insanlar siyah giyyor kii polonun guzel kareli gomlekleri varken?" dedirttiren, sacli sakalli-sert bakisli insanlari tanitma egilimi tasiyordum bugunlerde. " Renkler ve zevkler tartisilmaz " diye das gibi, yerlere degen bir laf var iken neden bu insanlar yanlis taninir orasi bilinmezin ellahidir. " Hayat sen ne cabuk harcadin beni " adli guzide Zeki Muren sarkisini gramafondan dinleyerek anlatmaya basliyorum azizlerim: Metalci kisi, 100 kisilik populasyonda en fazla belli olan, ahanda metalci! denilebilecek derecede siritan kisidir. Isin garibi, diger insanlardan en cok uzak durmak isteyen kisi de kendisidir. Erkek icin sac bele gelmeden " okkali metalci " birturlu olunamaz. Topsakala agirlik verilse de kirli balikci sakali nin da gideri elbette vardir. Kizlar da sacini uzatir ve dumduz yapma egilimi tasirlar. Mavi-mor, yesil-siyah gibi ilgi

Kosu gunlukleri - IV

Resim
Yaz saati uygulamasinin sonrasinda erken kararan havalar, icimdeki heloloy guzel cimler, tatli kopecikler, ne seker ortam hislerine darbe vurdu elbet. Karanlikta, hava kirliligi sebepli siste kosmak pek hos olmasa da, insan sevdigi seyi yaptigi surece bu ayrintilarda takilmiyor. Teyzeler egzersiz yarisinda cok daha onde. Kadinlarin daha sabirli, daha azimli, daha istekli oldugu pek belli ki, tum amcalari kiraathanelerden toplamak zorundayiz esitlik saglamak icin. Teyze yuksek tansiyon, migren dinlemeyip, marul gibi giyinerekten egzersiz nirvanasina ulasiyor, rekreasyon alaninin yuceligini cigiriyor. (teyze chants thy holy name) Alandaki binbir kopegin ilginc bir ozelligini kesfettim. Bir araba bir sekilde biryerden gazladiginda hepsi parcalayacakmis gibi havlayarak ve arabayi cok yakindan takip ederek goz dagi veriyorlar. Ama araba ne zaman duracak olsun, adam disari ciksin, tik yok resmen. Teker teker miskinlestikleri, isittiklari yere dogru geri donuyorlar. Kopeklerin kediler karsisi

Kosu gunlukleri - III

Evet, en sonunda sana geldik, vucudu diri-yuzu yasli kopek sevici orta yas kadini. Seni her halinde takdir ediyor, her halinle seviyorum demek isterdim ama bir halin beni benden almakta. Getirdigin kopek mamalari ve tasa koyup getirdigin erikli sulari hepimizin ruhunu gidiklamakta, hayvan sevgisinden yola cikip seni sevmeye giden uzun bir yolda bize guzellikler saglamakta. Ama yesillikte, cimlikte kopeklerle yuvarlanman, adi sani olmayan "untitled" sokak kopeklerine "toni, coni, badi" gibi amerikan isimleri takman (cok filim izleyen bir teyzeyle karsi karsiyayiz en kestirme yoldan amerikan emperyalizmi tarafindan derinden etkilenmis bir teyzeden.- oo bak ithalmis, ben kacirmam bu kaliteli mali arkadas, teyzesi.), kavga etme girisiminde bulunduklarinda birbirlerine havladiklarinda "sus toni, bak o, badi. Kardes o, kardesin o senin" deyip akrabalik iliskileri kurman da ne demek oluyor? Cok eglendigimi soylemis miydim? Herneyse aynen oyle.

Kosu gunlukleri - II

Amcalarin cesitliliginin teyzelere gore daha fazla oldugunu soyleyebilirim. En temel olarak uce ayrilmaktalar. Birinci grupta, yillarin pismanligiyla, gobegiyle acayip gaza gelmis, kendini hirsli egzersizlere ve ise yaramayan hizli kosulara adamis, ivmesi fazla mesafesi az olan amcalar. Yasla birlikte yavaslayan ve sacmalayan metabolizmaya ragmen, kendilerini genc hissetmek isteyen ama birsekilde basaridan son anda sapmis 50 yas insanlari. Daha sakin ve yavastan baslasalar olaya, dunya daha guzel bir yer olacak esasinda. Ikinci gruptakiler, kendini bu ise adamis, 2 saat durmadan araliksiz kosabilen, gencleri dumura ugratan, biyonik amcalar. Bir keresinde cok gaza geldim, arkasindan yetistim, amcayi gectim, cok mutlu oldum, sonra biraz arayi acayim dedim, actim, sonra yavaslamaya basladim, sonra enerjim bitti durdum. Amca yanimdan sivisle! diye gecti, sonra bir bucuk saat daha durmadi. O gunden beri amcalara bulasmiyorum. Ucuncu gruptakiler, "doktor soyledi geldik" diyen yalan

Kosu gunlukleri - I

Hafifce kenar mahalle civarinda kalan ve grup halinde gezen hirkali ama terlikli teyzelerin ugrak mekani yerde en basindan beri hergun gozlemledigim durum, teyzelerin yalandan egzersiz cabalari. 20yi askin senedir buyutup, kolladigi gotu ve gobegi, 10luk 3sette eritebilecegini sanan teyzelerin cabalari konusunda cok karmasik duygular yasiyorum. Bu teyzeler, gruplar halinde gelip, gruplar halinde giderler. "Ay giz, bah bu cokyi calistiriyo gaslari felan kih kih" cigirtmalariyla ve "eksama size geleciz, esref gacta cikar bilmom da." gibi kafaya almalarla susleniyor calisma alanim. Esasen kenar mahalle kafesi olmadigindan, belki de bir nevi sosyallesme ve eglence alani olarak dusunuyorlar belki de. Hele torunla gelen teyzelere ne demeli? Hiperaktif torun bidicik boyuyla her bir aleti yalandan denemekte, boyunun yettiklerinle 3 dk calismakta ve "aman coccum aksam kicin basin agrir" uyarisi almakta. Boyle gelen teyzelerde ayni zamanda "aksam ezani oncesi e

Kosu gunlukleri - Intro

En nihayetinde niyet edip, niyet eyleyip aksatmadan gunluk kosulara cikabilmem cok da kolay olmadi dogrusu, ozellikle konsantrasyon acisindan. Gunun en verimli saatlerinde klinikte, hasta agizlarinda paralanarak gecirdigim bu senede, elbette ki eve geldigimde kendimi "yorgunum ulan" diyerek kic buyutmeceye verebilirdim ama artik bu kisir donguye, bu relax zamanlara bir son verip goze hos gelecek futbol oynamak istiyorum (sanirim?). Kendimi paraladigim, baslarda gotumden soluyup zamanla normal insan solumasina evrimlestigim, biricik tatli kosu parkurum eve pek uzakta olmayan bol teyzeli, amcali, kopekli bir yer. Bornovanin merkezinde yillarin acikhava spor yeri eksigi icine yerlesen insanlarin nefes alabildigi, gobek deligini kasiyip degisik hareket kombinasyonlari, cabalari denedigi yegane mekan. Hayatima yeni renkler, yeni soluklar, yeni kaslar katan bu eglenceli ve bol ruzgarli yeri sizle pek cok paylasmak istiyorum azizler.

Son Bahar.

Resim
Gunun son isiklari da karanlikla bogulmak uzere. Perdeler sikica kapatiliyor, kopekler ve ayyaslar icin caliyor canlar. Su birikintisi korkunc dansina basladi bile, siyah adam ve siyah bisikleti bilinmeyene yetismeye calisiyor sanki. Agaclar konusmaya basladi yine, hararetle birseyler tartisiyor gibiler. Beyaz cayim bitti. Belki su da kalmamis olabilir. Agzim kurudu. Dilim kendini yabanci hissediyor magarasinda. Yozlasan duvarlar ve eskimis ani esyalari hangi yilda biraktilar acaba anlamlarini hatirlamiyorum. Begomil gormeyeli ne kadar cok oldu, caya atilacak yasemin cicekleri kurumadi mi hala hanim? Hanim.. han..im. Guruldayan karnim artik iyi seyler soylemiyor bana. Bana birsey olmaz diyen bedenim artik goz kirpmiyor bana. Hastayim ve yakindadir gidisim. Donuyorum sana en sonunda, gozlerim bulanik. Kaybetmemeye calistigim ve sonunda kaybettigim hersey icin kendimi kaybettigimden beri en onemli seyi kaybetmek uzereyim. Hayati.

gozum dalmis, duymadim...

"Hersey esittir bir." gibi anlamsiz gorunup derin anlamlar tasiyan laflarin sahibi babamin ne dedigini yada gecistirici laf gibi gelen diger laflarini basta anlar gibi bulunup da anlamasam da buyudum de anladim simdi. Kagittan insanlar ve another brick in the wall. Ruzgar ve mevlanamtrak ozlu sozler. Bingo! So long Mami blu and thanks for all the wishes! I'm off as i lost my wallet!

Aradim-Yandim-Buldum.

Resim
Paulo Coelho'nun "Isigin savascisinin el kitabi" adli kitabindan alintidir: "(...) Isigin savascilarinin gozlerinde hep belli bir isilti bulunur. Bu dunyaya aittirler, baskalarinin hayatlarinin bir parcasidirlar, yolculuklarina cikarken sirtlarinda heybeleri, ayaklarinda sandaletleri yoktur. Her zaman dogru karari almazlar. En onemsiz seyler icin uzulurler, dusunceleri siradandir, bazen de buyuyemeyeceklerine inanirlar. Cogu kez, lutuf gormeyi yada mucizeyi hak etmediklerini dusunurler. Bu dunyada ne yaptiklarina herzaman emin olamazlar. Hayatlarinin anlamsiz olduguna inanarak uykusuz geceler gecirirler. Iste bu yuzden isigin savascisidirlar. Hata yaptiklari icin. Kendilerine soru sorduklari icin. Bir neden aradiklari icin - ve onu kesinlikle bulacaklari icin. (...)"

oxparade izmir

Resim
ilik gibi kizlarin ve koruk gibi erkeklerin diyari izmirin sicak insanlarinin kendini pazarlama yontemlerinin bol cevirkaziyansaminciligi karsisinda artik sasirmiyorum elbet. Ama bu yeni g.t yalayici yontem ilginc geldi biraz, amaci bariz bir sekilde okuz olmak. Kro, arabeskci yada ulkuculerin sahiplendigi kaliplarla, eski ayaga renkli cizgili corap gecirip, ben oyle bulunmaz hint kumasiyim, o kadar egoluyum o kadar ozguven sahibiyim ki kendimle dalga geciyorum, kalitesiz laflar kullanarak kafa karistiriyor, ilgi cekiyorum denmekte. ^^Normaldik, sonra normal olmayin bir degeriniz kalmaz, fark yaratamazsiniz dediler. Gencler hemen degisti, genizler doldu gozler yasardi otlar bitti kutuphane onlerinde. Anormal olduk, catistik gerildik fark yerine terk olduk kendimizden. Isler oyle bir sarpa sardi ki artik okuz oldugu icin insanlar gurur duyar hale geldi. Hey sen normal! Niye normalsin, niye bize benzemiyorsun?^^ Edit: Evet, incisozlukten ve kendi aralarinda analjezik etkili amacsizliklar

Yaradana Maradona!

Gecen gece dolabi actim, o kadar doluydu ki odaklanamayip kapattim. Masadaki gullacin goruntusunu begendim, catalladim goruntusunu bozdum. Yanindaki erikten bir tane aldim isirdim ama cok yumusakti, yarim birakip koydum. Salona dondum birakilan sutu ictim, biyik oldu. Disimi fircalar gibi yaptim ve yataga isik acik gittim. Yatagin yanindaki sandalyede duran, hic bitmeyecek kitabi actim. Bitmedi. Uyumusum. Hem wireless acik kalmis, hem isik. Uyaninca kendime cok sinirlendim ve biraz tirt insana donustugumu uzun uzun irdeledim. Burnumdaki tatak kurumus, istekli nefes alisverislerimde sivisle diye dalgalaniyordu. Artik otesini berisini dusunmeden yasamak istedigimi belirttim, gerekince koyuveregitzile cekebilmeyi, otobuste teyzelere surat yapmayi istedim. Kuslar disarda vikir vikirdi.

Ftarngreu

Resim
(...) Dunyanin son suyu damlamak uzereydi. Ruth cemberi gitgide daralarak damlamayi sekillendiriyordu cunku Hayular icin su rahatlama ve dolayli olarak cozunmeydi. Hava yine kapaliydi. Herkes tum olumsuz enerjisini ortaya koyuyor, bazilari bu agir yuke dayanamayarak diz cokuyor, birkac tanesi kendinden gecmis halde yere yigiliveriyordu. Enerji agini bozmanin cezasi silinmekti ama hizli tomurcuklanma bunu fazlasiyla tolere ediyordu. Basta kure seklinde olan damla, simdi devasa bir eliptik sekle donusmustu. Hava akim enerjisi bugunun eglencesiydi, damlanin yogun yapisinda yaptigi her degisiklik ortak bilince dokunuyordu ve halk daha bir sevkle olumsuzlugu tetikliyordu. Bir zamanlar gozleri olarak ihtiyac duyduklari organlar, simdi saydamlasmis ve parlakti. Bu zamansizlik zamaninda boyle hararetli bir olay yasanmamisti. Cember artik bir Hayulunun icinden gecemeyecegi kadar dardi ve son su akimi da kendini buyuk birikime katmaya hazirdi (...)

Boogie Woogie In Bilecik Central Hall

Resim
Roverandom'da "ëvet" diyerek Tolkien DNAlarinin ramazan pidesine aktarimini desteklemis oldugumu bilmiyordum tayib receb bey. Kendimi sizin arapcaya bulanmis kusmus laflarinizdan uzak tutmaya calistikca, yemek sirasinda kurnaz tv haberlerinde beynime caliniyor sesiniz, yok iade-i itibarmis, yok adab-i muaserengmis. Ekseni kayan Turkiyeyi toparlayacak adam oldugu varsayilan kilicdaroglu da karisindan dayak yemis sekerpare kocalara benziyor afedersin. Ama bu konular degil canimizi sikan. Bu sicakta elimi opmeye obama gelse yine hararetim, hezeyanim dinmeyecek, denize girip tuneyen 60+ dayilarin aliskanliklarini edindigimi farkettim bu sicak yuzunden. Kendime hakim olamadigim gibi Hawking'i de desteklemiyorum. Uzaya acilmamaliyiz. Cok acayip tehlikeler var orada. Ama tayibi yollasak bi kavanozda, biyiklari uzayip turkucu Fatih Kisaparmak styla olur mu diye dusunmekten alamadim da bu vantilatorun mantiginda bi hata var sanirim..hmm.m..mmm...

One is All, All is One.

Resim
Hayatimi basite indirgemek icin odamda bu kadar koklu degisiklikler yapacagim aklima gelmezdi dogrusu. Tum pelus dekorlarimi, tum kinder surpriz oyuncaklarimi, Spongebob potami, donerek inen penguen oyuncagimi buyuk torbaya koyup, gozu yormayan atmosfere yonelmem cidden beklenmeyen birsey, pek degisiyorum heralde bu aralar!

dedi dicey!

"Adaklik kuzu, koc bulunur" tabelasi gormek istemiyorum artik sehrin gobekdeliginde. Cok seker bir ruh halindeyken, milenyum sonrasi amerikan trasi gorme etkisi. Ayrintilara takildigim yok, sadece hassas bir donemimdeyim bu aralar, fotosenteze basladim. Tersten tras sonrasi yesil suratlar goruyorum ruyalarimda.

Kemirdek yedim Minnesota'yi!

Excalibur kilicinin anlam ve onemini sindirmeden yutan son orjinallerden 86 klubunun gururlu bir uyesiyim. Geleneksel ile experimentalin homojen karisimi, bedevi yuzuk kardesliginin son zamanlarinda ortaya cikip, herkesin gonlune gore ortaliga mayonez sikan uyesiyim. Bol zamanlarimda bos bos isler yaparim. Eskiden beri uluortalik gozlemlerim ki bir programa katilan velete "bos zamanlarinda ne yaparsin?" diye soruldugunda %90 olasilikla "kitap okurum, muzik dinlerim, yuzerim" demistir. Halkin benimsedigi bu tamlama, benim mideme oturmustur, icime sinmemistir. Bos kalinca yuzermis tatli su kurbagasi, yime beni. Cocuklarin amaci denize girmeye gidip, sig yerde saklabanlik yapmaktir, eylemi pic etmektir, ambiyanstaki degisilmez yerini almaktir. Isimin geregi gelgidi gitgidi birsuru koca kirmizi burunlu, belermis yuzlu amca tanidim ve hepsinin saglik problemlerini sordum, irdeledim, bilinmeyene yanit aradim, adrenalinsizi yadirgadim. Bana oyle geliyor ki en karizmatik am

Ho! Marry Ho!

"Maden suyu"nu karizmatik bulmayanlarin sans eseri buyuk unlu uyumuna uyan "soda" adlandirmasini kabul edemeyecegim. Ustune ustluk, "Boyle buyurdu zerdust!" diyerekten, onu asiri yenen yemek sonrasi kurtaricisi olarak gorenlere jinekologvari de yaklasamayacagim. Tek istedigim "truth beyond the truth"un yurdum insani uyarlamasini olusturup, bol semizotu-taze fasulye gormus beyinlere enjekte etmek.Fark yaratmaktan cok, aradaki farki acmakla ilgileniyorum.

Risk kavramina optimist yaklasim(n)

Son zamanlarda gordugum en guzel hayat belirtilerinden biri, hayata jinekologun gozunden bakmayan, "hur dogdum hur yasarim" tadinda converse-kupe-sac ucgenindeki genclerden ziyade, niceligi yerip niteligi oven yaslanmis abilerimizin tadi, cok paylasasim geldi: Gülmek; “ SAF ” denme riskini göze almaktır. Ağlamak ise; “ DUYGUSAL ” görünme riskini… Birine yakınlaşmak; “ KENDİNİ KAPTIRMA ” riskini, Duygularını açmak; “ KENDİNİ ORTAYA KOYMA ” riskini, Hayalleri ve düşünceleri sergilemek ise; “ ONLARI BAŞKASINA KAPTIRMA ” riskini göze almaktır. Sevmek; “ KARŞILIK GÖREMEME ” riskini… Yaşamak ise…; “ ÖLME ” riskini göze almaktır. Umutlanmak; “ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA ” riskini Çabalamak ise; “ BAŞARISIZ OLMA ” riskini göze almaktır… Ama riskler yaşanmalıdır, çünkü; hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez. Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir k

Izmirli cehepe amcalarinin ortak ozellikleri

Resim
Uzun yillar boyunca, herhangi bir yerde cehepe amcalarina rastladigim zaman hep farkli, onlara ozgu birtakim ozellikler oldugunu sezmisimdir.Zamanla bu sezgiler, tespitlere, tespitler vay anasilara donustu ve icimde bunlari paylasma agaci yeserdi.Iste size meyveleri: Yaslari cok celiskili insanlardir. Yaslari cok olsalar da cok yipranmis goruntusu vermezler, yaslari az olsa da saclari beyazdir. Pek tahmine yatkin degildir yaslari. Saclari genelde dokulmemis ve homojen bir sekilde beyazlamis amcalardir. En maksimum olarak yanlardan biraz acilmis olmasi olasidir. Sakal birakmazlar, sakali sevmezler ama bu demek degildir ki sakalliyi sevmezler. Yuzlerin sinek kaydi olmaya egilimi vardir. Tenlerinin rengi aciktir, lekeler olmasi pek olasi degildir, shine! Gozlerinde garip bir isik gorursunuz ama bu isik sonsuz da degildir pek. Takim elbise ile koltuga oturduklarinda pacalari epey yukaridadir, cok buyuk ihtimalle giydikleri siyah ince corap uzun uzadiya gorunur. Evde terlik giyme egilimleri

Good ol' *coop days

Ben cok kooperatif bir cocukluk donemi gecirdim. Beraber erik agaclarina dalardik. Biri agac sahibini (cocuklarin gozunde, onlari yakalayip dislerini canli canli ceken, burnundan dumanlar cikaran dev cusseli gaddar adam!) gozlerdi, digerleri ise erik gathering islemi ni gerceklestirdi. Agaca cikma yetisinde olanlar cikip artistligini yapar, cikamayanlar yada usenenler asagidan tas atarak garip bir yonteme imza atarlardi. Meyveli agaci taslarlar lafinin vaka sunumu ama biraz farkli bir mentaliteyle. Eskiden kazandigimiz bilyeler o kadar fazlalasmisti ki bir donemde ceplerden tasardi raflara dolardi. Kimse cebe indiragandi yapmaz,ben de cok var sen de az var sen eziksin demezdi ( pokemon dan sonra cocuklari hirs burudu) cok olanlar, az olanlara gonlunden kopartirdi. Vermese bile en azindan onumuze gelene 100 tekme yaparken yanlarina alirlardi belli bir sure. Simdi bakiyorum da, arkadaslik msne eklemek le, facede video paylasmak la gelisiyor, kooperasyon deyince de mmorpgde a

Sit-anbul

Istanbulsavar ender insanlardan biri olarak, zorunlu bir istanbul gezimden aldigim tatlari tam olarak ayristiramamanin verdigi mayhoslukla doluyum.Yaklasik bir bucuk sene once gittigim yer icin, ayrilik suresince icimde biriktirdigim negatif enerji, kesin yargilar ve disavurdugum propagandhilerin birkismini yidim, sindirdim.Cunku tek basima ciktigim sehir turcuklarinda esasinda cok da gergin bir sehir olmadigini gordum.Ve evet, heryer insan.Insani ozlemisim yeminle.Metrodaki insanlarin yuzlerindeki spesifik Risus Sardonicusvari tebessum pek sirin kacmamakla birlikte eglenceli ve en nihayetinde aciyi belli etmekte.Ama yani gormemek, gozlemlememek de bir secenek olmali. Ayurvedali sketching gunlerinin sonu gelmez uzunlugu benim beynimin alisilmis rutininden sapmalara neden oldu ve biran paralel dunyalara gecme tehlikesi yasadim.Hani bir de disari bakiyorum farkli ortam, farkli bir kar, kontirpiyede kalmis kaleci gibi hissettim kendimi.