Kilimanjaro'dan yalınayak koşuyorum!


Banvit tavukhanesi leş gibi kokuyordu. Sarı ve kalın paltoyla, üzerine mutasyon damlamış civciv gibi görünüyorum. Etraftaki yem kalıntıları ve tavuk boklarına aldırmamak, bana büyük özveri ve özgürlük geliyor. Üstümü başımı pisletmeyip, anneye çamaşır ve ütü işi çıkarmayarak, uslu akıllı bıdık görünümünden ödün vermiyorum. Aslında içimden, boka yüzüstü düşmek veya kendimi yere doğru atarak kaç civciv ezebileceğimi hesaplamak geçiyor. Bırak geçsin. Havalandırmaya harcanan elektriğin hesabı yok ama buralar ismail türüt. İti bağlasan durmaz burda. Leş.

12 sene sonra yine aynı koku. Etrafta birsürü insan, göz temasından kaçınıyor. Üstü temiz, kafası kirli olanların ülkesinde boklara aldırmıyorum. Aslında içimden, boka bulanmak geçiyor. Bırak geçsin. Havaya harcanan paranın hesabı yok ama buralar serdar ortaç. Hiç işim ollmazz, hiç işim oölmeazz, hiieçç işşim oelmaöz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nerede eski bonibonlar?

Montaigne "Denemeler" den alintilar

Minimalizm üzerine düşünceler