"Baba, söyle de biraz mp3 atsınlar"
2000 yılının yazına doğru, insanlık yeniden belini doğrultmaya çabalar gibiydi. Milenyumla beraber kıyametin kopmasını bekleyenler yaşamaya devam etmiş, sağa sola dağıttıkları umutlarını geri topluyorlardı. Dünya henüz terörle sınanmamış, cep telefonları internete girememiş, Şenol Güneş yönetimindeki milli takım henüz milleti manyak etmemişti. Böyle bir ortamda, ingilizceyi yeni öğrenip karamelize etmeye başlayan ve herşeyden sıkılma eğilimi taşıyan yaşta biri için bilgisayar ve onun bize kattıkları önem verilmesi gereken birşeydi. Eski ve yavaş bir bilgisayarın yapamadıkları, Ali Kırca'nın Siyaset Meydanı'nda yapamadıkları yla eşdeğerdi. Açılmayan, yavaş çalışan her oyun, kalpte bir burukluk bırakırdı. Önümüzdeki yıllarda kızların farkedilip, teknolojiden başka şekillerde faydanılacağı gerçeği o yıllar es geçilen ve sonraları başka bir yazıya konu olabilecek bir durumdu. Okullar tatil olalı yaklaşık bir ay olmuştu ve cumartesi sabahı corn flakes ve oyun vakti ydi. Bu y...