Bireysellik üzerine


     Görüp görebileceğiniz en güzel şey, mantığınızı ve duygularınızı aynı anda sinerjik olarak harekete geçirebilendir. Belki genel kabul gören en güzel şey olmayabilir. Ama bu "siz"e en güzel gelendir. Bu büyülü durumu kişi kendi tespit etmek durumundadır ve buna giden yol "birey"selliktir.

    Genel olarak 2000ler sonrası bireyselliğin yükselişi diye tanımlanan şey, özlenen "özgün"lüğe geri dönüş çabasıdır. Kapitalist düzenin herkesi aynılaştırma çabaları bir kenarda çitlerini örerken, 70lerin özlenen sınırsız özgürlüğü ve 90ların apolitik hapis gençliği arasındaki çekişmedir. Her insan içgüdüsel olarak bencil olsa da, sosyal bencillikle bireyselliği karıştırmamak gerekir. Sosyal bencillik, kaybetme korkularıyla soslanmış özgüven eksikliğidir.

    Hayat aslında o kadar özgün bir tecrübe ki. Herkesin hayatı birbirinden farklı. Belki bir santim farklı, belki Dünya Mars mesafesi kadar farklı. Aynı gözüken iki kişi bile çok farklı. Tek yumurta ikizleri bile farklı. Ama güçlü sistem beni hiç bilmediğim Nikaragualı adamla aynı hale getirmek istiyor, kendi çıkarını gözeterek. Global köyünüzdeki kümes hayvanlarınıza dadanan gelinciğim, sori.
Kafamızdakiler o kadar çeşitli ki, doğduğundan beri en yakının olarak nitelendirdiğin anne baban bile anlattıklarını yüzde yüz anlamıyorlar. -zaten belki de anlamamalılar. Üstüne bir de seni daha az tanıyan kişilere kendini anlatıyorsun. O istediğimiz ideolojik boyutlardaki anlaşılma isteği absürd iken, hayat önlüğümüze dediklerimizi anlamlandırabilenler ve yaptıklarımızı hissedebilenler yapışıyor. İyi ki de yapışıyor.

    Rekabet, bize sonradan sunulmuş fastfood zihniyetinde bir yemek ve birçoğu için yeni dünya düzeni altyapısı. Bireyi sömürüyü alevleyen, sırtımızı kamçılayan, kıskançlık garez ve bağlantılı diğer olumsuzlukları hayatlara monteleyen yeni motto. Aldığın yeni aşırı lüks araba için takas ettiğin zamanını zaten harcanması gereken ve böyle değerlere harcanması gereken bir şey olarak gören genç yaşlıların hazin sonu. Oysaki olması gereken tek yarış kendinle. Olması gereken tek hırsın, bir gün sonraki senin daha "sen" olması hırsın. Sana ne diğerlerinden? Herkesin hayatının farklı olduğu gerçeğinden yola çıkarsak zaten, elmayla armutu karşılaştırıp üzerine duygu yüklemek kadar büyük bir saçmalık olabilir mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nerede eski bonibonlar?

Montaigne "Denemeler" den alintilar

Minimalizm üzerine düşünceler