Minimalist Japon yaşam stilini, Andy Warhol'ün göz gıdıklayıcı pop-artını, varis çoraplı teyzelerin nakış örneklerini bir potada eritip sizlere sunan özgün blog yapısı.
Erpiliç Adam.
Bağlantıyı al
Facebook
Twitter
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
1998 yazında Balıkesir'deki evin karşısı dünyanın en bakir köşelerinden biri olabilirdi. NatGeo ekibinin gelip, höşmerimle geri yollandığı o yaz orası kasap oldu. İrdelemediğiniz taktirde normal bir kasap diyebilirdiniz ama göze takılan detaylar insanda serdar ortaç klibinde illuminati izlerine rastlamak gibi mistik bir tat bırakıyordu. 1.65 civarı olan, bıyığı ve saçı yıllardır değişmeyen Erpiliç Adam ve 2-3 tekir kedi canlı; koyun, tavuk, kuzu ve börkenek oranın cansız ögeleriydi. Kediler çelimsizdi, Erpiliç Adam'ın sineğin kanadından yağ çıkarmak alışkanlığını vurgulayan bir betimleme olarak akıllarda takılı kalıyordu.
acaba, acep? (kıllan)
Hormonal durumlarımın dengesizleşmeye başladığı yaşlara rastladığından, butların arasından kızını rahat seçebiliyordum. İnce ve sivri uçlu burnu, esmer mi açık tenli mi anlayamadığım bir tenden sizi delermişçesine bakan bir çift yeşil göz ve çakma kırmızı converse (conserve). Annesinin emülgatör katılmış, %30luk konsantre haliydi, aşırı benziyorlardı. Anasına bakıp 17 defa kızını aldığımı hatırlıyorum. Arkadaki buzluk bölmenin önündeki törende annesinin yakama incik takışını, babasının kendin pişir, kendin evlen mantığıyla ilerleyip olayı bir gurme fest'e döndürüşü hala aklımın bir köşesinde.
değil.
2000li yılların başında (milenyum vardı ya la?) cam kenarına koyduğu 14inç tüplü monitörlü pc ve 2 piksellik webcamiyle sanal alemlerde ne yaptığı konusundaki teorilerim kitap olsa, kesin satmazdı. Ama kitap olurdu. Karısı incik başında sanarken, o "a s l?" sorgusunda mıydı, yoksa cidden Ukrayna'nın Melitopol şehrine but ihracatı mı yapıyordu? Arkasına bastığı sağ ayakkabısı yerdeyken koltukta ayağını kıçaltı yapar, çay söyler. klavyeyi saatlerce meşgul ederdi. Yoksa bir eksisözlük yazarı, tespit canavarı mıydı? Gerçi kasapta gelen ilhamla ancak, derdime derman işte çokolat kızz.
ulan!
Sene 2014 olmuş, Erpiliç Adam yine oradaydı. Kızı evlenmiş, belki ona torun da vermişti. Yüzünün hatları belirmiş ve Pentium MMX'den alacak verecek listesine geri dönen bir nostalji kafasıyla kendini teknolojik durumlardan arındırmış bir birey gibiydi. Kasaplığın ve esnaflığın Mahatma Gandhi'si, Ferrari'sini satan kasabı, Kamasutranın beden bulmuş maneviyatıydı. Bir mitti, ulaşılmazdı ve hep öyle kalacaktı.
Bonus: Bu klip konuyla alakasız gözükse de, olayı kafada tamamlamaya yöneliktir.
Insana doymus bir 63yolculugu esnasinda, oksijenin karaborsa oldugu bir atmosferde "bakkal assault" yapmam gerektigini dusundum ki susamistim.Yandaki kizlarin "430ytlden 100ytlye dusmus hemen kaptim cizmeyi, yine de merthan'a begendiremedik ayol" serzenislerinden gazi almis bunyem, kapilar acildigi gibi suzukiii! efektiyle disari suzuluverdi.Iki adim otedeki bakkala girdi ve kandirikci dolaptaki suyu kapti.Ama o esnada bunun yaninda birseyler yenmeli dedi ki, esas olayimiz burada basliyor.Gozler fildir fildir hos birsey aramakta..Albeni- i ih..Kinder surpriz- abes kacar + oyuncagini koyacak yerim yok..Damak- hmm orgazm tehlikesi..(Aniden gozler en sagdaki bonibonlara kayar.) Olamaz niye bukadar bekledim yeniden denemek icin, en son nezaman bonibonun kapagini sampanya acar edasiyla basparmagimla kaldirdigimi ve kafaya diktigimi hatirlamiyorum! Elbetti ki aldim.O anda bonibon icin "bunlar ithal mallar, kriz dolayisiyla dolar firladi,zam yedi, 34dolar yani 68y
"Kendinden asagiya bakip da kendi kafasina hayran olan adam, kendinden yukariya, gecmis yuzyillara gozlerini kaldirsin; o zaman yuzlerce devin ayaklari altinda kalacak ve burnu kirilacaktir." "Felsefenin amaci erdemdir; bu erdem de, medresenin soyledigi gibi, sarp, yalcin ve cikilmaz bir dagin basina dikilmis degildir.Ona yaklasanlar, tersine guzel, bereketli ve cicekli bir ova icinde gorurler onu." "Felsefenin insanlara, yasamaya baslarken de, olume dogru giderken de soyleyecekleri vardir." "Ruhtan istenecek sey bir koseye cekilmek, kendi kendine dusunmek, bedeni hor gorup kendi basina birakmak degil, ona baglanmak, onu kucaklamak, sevmek, ona arkadaslik ve kilavuzluk emek, ogut vermek yanlis yola saptigi zaman geri cevirmek, kisaca onunla evlenmek, ona gercekten bir koca olmaktir.Ta ki ikisinin hareketleri arasinda baskalik ve karsitlik degil, uygunluk ve benzerlik olsun." "Biz insanlar oteki yaratiklarin ne ustunde ne altindayiz.Bilge der
Günümüzde anlamı ve önemi tam anlaşılamayan kavramların istenilen ve işe gelen şekle sokulup, pazarlama öğesi haline getirilmesi bir dünya trendi olmakla beraber, minimalizm aslında tam olarak bunun karşısında durmaktadır. Ülkemiz gibi gelişmekte olan pazarlar, kapitalizmin lokomotifi görevi yaptığından ve bu pazarlardaki insanlar almaktan, aldığı şeyden bıkmaktan ve yenisini istemekten daha öteye gidemediğinden, minimalizm daha çok yurt dışında değer gören ve alt-kültürde popülerleşmeye başlayan bir düşünce sistemidir. “Sahip olmak” yerine, “olmak” odaklıdır. İhtiyacından fazlasına sahip olup bunlarla oyalanmadan ziyade, insanı esas yapması gerekene, esas istediği şeye, esas hissetmesi gerekene yönlendiren bir dinginliktir. Aslında özgürlüktür. Bu tanımlar çoğaltılabilir ve tümden gelip daha öze gidildikçe soyutlaşabilir. İşte bu noktada anlaşılması güçleşir, beyin sınırlarından çıkar ve hissedilmesi gereken bir unsura dönüşür. Kapitalizm, beynimizin evimiz gibi çok eşyalı, günümüz
Yorumlar