Yeni yayın döneminde sizleri neler bekliyor?

Yıllar sonra hayatına eklenenler ve hayatından çıkanlar iyice fazlalaştığında, aklındakileri başkalarına aktarmak isteği yanıp tutuştuğunda, uzun süredir ertelediğin "yav şuraya bi blog koymuştum, nerde ki?" sorgulamasının yeri ve zamanı diyerek, yazmaya ve önüne geleni veya gelmeyeni "irde irde bırakmaya" yöneliyorsun. Daha önce de uzun ara verdikten sonra kestiğim kurdeleyi terziye tamir ettirip, neler yazayım neler yazmayayım neler değişti kısmına geçiyorum:


  • Eskiden yaptığım karambol timurlenk şakalarının, kelime oyunlarının özlemini çekiyorum ve bunlar bol miktarda gelecek görünüyor. Yine ipin ucu kaçıp "birbiriyle alakasız kelimelerin sık kullanımı sonrası kara mizah film repliği oluşturmak" kıvamında mı olacak, yoksa "recep ivedik şakalarına nişantaşında yeniyormuş hissi vermek adına yanına bir tutam biberiye koyup sunum kasmak" gibi şımarık minimalist bir havaya mı bürünecek kimbilir.

espri level: 1


  • Duygusal yoğunluktaki azalma, veya daha doğru olarak diyebiliriz ki "stabilite" eski çoşkunluğu ve aşk denizini sağlar mı benim de merak ettiğim bir sorunsal. "gözlerinin içi gülüyordu" yerine "serdar ortaç göbekten niye siyah zeytin yedi?" kafasına topluca ulaştığımız şu günlerde anlatabilir miyim, sen anlar mısın, değer mi hiç değer mi değer mi söyle bir rüyaa ömür boyu sürererereskgjdskh.


gemlik in my mouth!
Siyah Gemlik in da house!


  • Burda bahsetmek istediğim önemli ve önemsiz bir durum var; bazı günleri boklayan, sinirleyen, tahammül sınırlarını zorlayan ve viyana kapılarına dayanan gelirgeçer olayları hepimiz yaşamaktayız ve yaşayacağız. Arada benim de keyfimi bozsa da, çevremde değer verdiklerimin sıkıntıya düşmesini izlemekten hala nefret ediyorum. "tam aydınlanacağım bi gülme geliyor" karikatürünü paylaşan kız arkadaşlarımız var elbet, ama "keyfiniz kaçınca da şerbetsiz kemalpaşa tatlısına, tırtıl kozasına, vefa bozasına dönişiviriyirsiniz hinfindi" diyesim geliyor çılgın atarak.
gelmesin mi?


Hergün aslında yeni hayatımızın açılışını yaparız, yapacaklarımız ve karşımıza çıkacaklar sınırsızken pasta-kolaya girmeyelim yoksa hergün yiyerek azalan metabolizma hızımızın ekmeğine yağ sürmüş oluruz. 1998de temsili olarak lombakla başlayan efsane zamanlar engebelerin her sene daha sinsi olması dışında devam etmekte, yeter ki plan aşamasını teğet geçip düşündüğünüzü yapın, Çok saygıdeğer şahsiyet olan Erdener Abi'nin güzel capsiyle sizlere veda ederek, yeni yazılara gebe bu yazıyı bitiriyorum:

erdener rocks!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nerede eski bonibonlar?

Montaigne "Denemeler" den alintilar

Minimalizm üzerine düşünceler