His

Cthulhu'nun sonsuz kollari sarsa da adalarin etrafini, tum karanlik vakumlanmis haldeyken ustumuze salinsa, kulaklarim tozdan duymasa, gozlerim dertten gormese, dilim nemden tadamasa, sinirlerim yikilsa yine de kimsenin gormedigi, farketmedigi seni hissediyorum. Aceleyle yazilmis receteler gibi onemsiz gelen ani parcalari yuzumu burustursa da bazen, homojenik sekilsizliklerde seni hissediyorum. Toplanip birlik olmus tarifsiz ruhlarin gucbirliginin en satafatli donemlerinde bile hicbirsey olmamis, olanlar da degisime ugramamis gibi seni hissediyorum. Eklemsiz odun gibi bacaklarin sabit kalmayi yegledigi batakliklarda, yerden cikan binlerce olu elin yalnizligindan siyrilarak seni hissediyorum. Sevgimi evcillestirip mide bulantisi olarak geri satanlara ragmen seni hissediyorum. Cehennemin gulleri acsa da bazen icimde, cennet yagmurlariyla zehirliyorum onlari, yerden biten yilanlarin bittigi yerde seni hissediyorum.

Bebek kokusu beynimi degistiriyor!
Ilk solugumdan beri!
Sarmaliyor tarifsiz hislerimi, bana gonderiyor!
Ve sen! Benim gozumde bir hic! Ama benligimdeki yabani guzellik, kalbimdeki ulasilmamis sonsuz renkli cicek!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nerede eski bonibonlar?

Montaigne "Denemeler" den alintilar

Minimalizm üzerine düşünceler